2007 genel seçimleri öncesiydi. Doğu’da AK Parti’den iki bakan seçim yarışına girmişti. Her ikisi de komşu illerin liste bir adayıydı. AK Parti’nin seçim meydanlarında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dilinde yine bu bakanların ismi vardı.
Biri Erzincan Milletvekili adayı Ulaştırma ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım bir diğeri ise Erzurum Milletvekili adayı ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’dı.
O seçimlerde basın mensubu olarak Erzurum ve Erzincan arasında mekik dokuduk. Erzurum da görsellik açısından çok fazla bir şey yoktu. Seçimler kendi seyrinde devam ediyordu. Kaldı ki AK Parti’nin en güçlü olduğu dönemdi.
Ancak Erzincan’da hummalı bir çalışma vardı. Ciddi seçim ofisleri kurulmuş, her yer Binali Yıldırım’ın afişleri ile donatılmıştı. Beş katlı bir iş merkezi Yıldırım’ın seçim ofisi haline getirilmiş, 30’a yakın bir ekip kurulmuştu. İl, ilçe, köy ve mahallelere gidiliyor, her evin kapısı tek tek çalınıyordu.
O gün kendi kendime şöyle demiştim; Erzincan vekil değil sanki Başbakan seçiyor. Bu açıdan ileriyi görmüşüm diyebilirim. Espri bir yana Binali Yıldırım’ın hedefi her seçimde Erzincan’dan 2 milletvekili çıkaran CHP’yi memleketinde sandığa gömmekti.
Sandığa bir hafta kala Binali Yıldırım ile NTV adına röportaj için Erzincan’ın Refahiye ilçesinde bir araya geldik. Önce ülke gündemini masaya yatırdık. Malum hızlı tren o dönemde devreye girmiş ve kaza yapmıştı. Söz sözü açtı, ben kamuoyunun merak ettiklerini sordum o da merak edilenlere cevap verdi.
Her cevabının ardından mutlaka gülümseyen ve espri yapan Binali Yıldırım, sohbet sonunda son sözlerini sorduğumda aynen şöyle söyledi: “Ben Türkiye’nin Bakanı olabilirim ama önce Erzincan’ın Bakanıyım. Benim şehrime vefa borcum var.”
Bunu Türkiye’nin en fazla izlenen ulusal haber televizyonu NTV’de söyledi. Tüm Türkiye bilsin istiyorum diye ekledi.
O iyi bir şehir milliyetçisi olduğunu ortaya koydu. Seçildikten sonra da bu sözünü unutmadı. Önce Erzurum – Erzincan Karayolunu iyileştirdi. Korku köprüsü Sansa’yı yerle bir etti. Ergan Dağı’na milyonlar aktardı ve o dağı kayak merkezi haline getirdi. Erzincan’da ki birçok gazeteciyi TRT ve Anadolu Ajansı’nda işe aldırttı. Yerel gazetecilerle sürekli görüştü, ufukları açılsın diye yurt dışı seyahatlerine onları da yanında götürdü…
Size tüm bunlar tuhaf ve etik gelmeyebilir. Ama el altından değil bunları aleni yaptı. “Ben bu şehrin evladıyım önce benim toprağım” dedi. O bu tavrı ile ‘Babacan Binali’ lakabını aldı.
Binali Yıldırım şimdi Başbakan oldu. Varın Erzincan için neler yapacağını siz düşünün. Dün Türkiye siyaset liginde Konya Süper Lig’de iken küme düştü, Erzincan 3. Ligde iken Süper Lige çıktı.
Bir Erzurumlu olarak Erzincan’ı asla kıskanmadım. Ama Binali Yıldırım’ı çok ama çok kıskandım. Zira biz şöyle bir vekil seçemedik. Biz şu daire müdürünü şuraya atayalım, şunun oğlunun tayinin buraya yapalım diye uğraşan hatta hiç bunlarla dahi uğraşmayıp ayda yılda bir şehre uğrayan, yapılacak işlere bile köstek olan milletvekilleri gördük.
Bir kez daha Başbakan çıkaran Erzincanlıları yürekten kutlarım.

AFGANLILAR ERZURUMLU GENCİ BIÇAKLADI