FETÖ operasyonları için Başbakan Binali Yıldırım’ın son açıklaması oldukça dikkat çekiciydi.

“4 aydan bu yana hala ortada tek bir iddianamenin olmaması ve yargılama sürecinin başlamaması bu işe olan inancı zedeliyor” dedi ve ekledi Başbakan Yıldırım:
“Bizim yargıya talimat verecek halimiz yok. Ancak daha neyi bekliyorsunuz. Bunlar 15 Temmuz gecesi suçüstü olmuş. Meclisi, Külliyeyi bombalamışlar. Vatandaşımıza kurşun sıkıp, şehit etmişler. Tüm bunları aleni yapılmış görüntülerle sabit.

Öncelikle bunları bir yargı önüne çıkarın cezalarını verin. Sonra 2. ve 3. derecedekileri alırsınız.

Zaman geçtikçe bu işe olan inanç zayıflıyor şehit yakınlarının yüreği soğumuyor. Bir an evvel bu hainlerin gereken cezaları alması lazım.”

Başbakan’ın bu konudaki sarf ettiği her kelimenin doğruluğu tartışılmayacak kadar gerçek.

Fakat bir diğer gerçek ise hainlerden sonra azınlıkta kalan hâkim ve savcıların nasıl bir mücadele verdiğidir.

Gece gündüz demeden bir davadan diğer bir davaya koşan, haftalardır gözaltında tutulanları ifadeye çağırıp suçsuzu suçludan ayırmak elbette kolay bir iş değil.

Misal Erzurum Adliyesi… 15 Temmuz temizliğinin ardından zaman mefhumu gözetmeden çalışan yargı da bugüne kadar çok büyük hatalar olmadı. Ciddi haksızlıklar yapılmadı, en azından şu an durum bu.

Hesap günü geldi!

Peki, bu durumda ne yapılmalı? 15 Temmuz gecesi darbeye bizzat fiziki olarak katılanlar için bakanlık özel mahkemeler oluşturabilir. İstanbul ve Ankara’da oluşturulacak bu mahkemelerde hainler derhal hâkim karşısına çıkarılıp, kanunlar işletilmeli.

Zira bu iş uzadıkça hem yargıya olan güven azalacak hem de dünya kamuoyu nezdinde Türk hukuku tartışmalı hale gelecektir.

Algı operasyonlarında Ermeni Diaspora’sını bile geride bırakan bu din tüccarları, ülkeyi itibarsızlaştırmak için ellerinden geleni yapıyorlar.

İstihbarat raporları bir gerçeği daha ortaya koydu. Hükümetin görevden alınmalarda haksızlık varsa bunu gidermek için oluşturdukları birimleri hemen suiistimal etmek için harekete geçen
FETÖ, sayısız insanın bu masalara başvurması ve uzun kuyruk oluşturmalarını sağlamış. Ve o kuyruk fotoğraflarını Amerika’da Türkiye aleyhine kullanmış. Sözüm ona hükümet bu insanların tamamını muhalif olduğu için açığa almış.

Sadece şu açıdan bakınca dahi her gecikmenin ülkenin önüne neler getireceğini ortaya koyuyor. Bu nedenle FETÖ operasyonları devam ederken, diğer taraftan suçluların yargı önüne çıkarılması ve hainlere gereken cezanın verilmesi sadece kamuoyu vicdanını rahatlatmayacak aynı zamanda FETÖ’nün algı operasyonlarını da çökertecek.
Geç gelen adalet, adalet değildir.