Erzurum Haber

şişli escort beylikdüzü escort fatih escort acıbadem escort anadolu yakası escort aksaray escort bodrum escort bayan

Başkan Yücelik bankacıları eleştirdi

Başkan Yücelik bankacıları eleştirdi
10 Kasım 2016 - 9:42

Erzurum/zirve2000 Cumhurbaşkanı, Başbakan bankalarla ilgili gündem oluşturan açıklamalar toplantılar yaptı. Faizler düştü, piyasada canlılık yaşanmaya başladı. Bankaları yıllardan beri bu konuda eleştirilerde bulunan ETSO Başkanı Lütfü Yücelik’le konuştuk.
Türkiye’de yaşanan sıkıntının aşılması için hükümet, bankalar ve yatırımcılara düşen görevler olduğunu hatırlatan Yücelik, el ele vererek ülkenin sıçrama yapacağını söyledi.
Bankalardan Erzurum ve Doğu için pozitif ayrımcılık isteyen Yücelik’in bankalardan en büyük isteği yatırımcının önünün açılması. Yücelik, “Biz bu bölgeleri canlandıralım ki buralarda doğan insanlar bu bölgede yaşasın, göç etmesin. Bölgemizin refahı artarsa huzuru da artar” diyor.
Yücelik, “Çünkü işler, bankaların verdiği destekle yürüyor. Eğer bankalar kredileri keserse bölgemizde işadamı, esnaf, tüccar yatırımcı kim varsa adeta nefesleri kesilir. Onun için bölge esnafına nefes olmak lazım.”
PÖPORTAJ: Salih TEKİN-PUSULA GAZETESİ
Önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ardından Başbakan Binali Yıldırım, bankalarla ilgili açıklamalar yaptı. Faizler ve krediler konusunda yapılan uyarılar devam ederken sıkıntının odağındaki isimlerden biri olan Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO) Yönetim Kurulu Başkanı Lütfü Yücelik, hafta içinde bir bankanın açılışında sitemlerini sıraladı. Banka yöneticilerinin katıldığı toplantıda bölge esnafının içinde bulunduğu durumu detayıyla ortaya seren Yücelik, krediler, teminat ve ödemeler konusunda yardımcı olunmasını istedi. Yıllardan beri bu konuda hayli muzdarip olan Başkan Yücelik’le bankaları ve bölge işadamının yaşadıklarını konuştuk. Bölge insanına pozitif ayrımcılık isteyen Yücelik, bankaların gerekli desteği vermemesi halinde bölgede yatırım yapan, esnaf, tüccar, sanayici ve işadamının nefesinin kesileceğine dikkat çekiyor.
Yıllardan beri bankalarla ilgili şikayetleriniz var. Her toplantıda gündeme getirip çözüm istiyorsunuz. Bankalar, yeterince destek olmuyor mu?
Bu sıralar piyasalar biraz daraldı ve sıkıntılar var. Bankalar işadamı, esnaf ve tüccarın önünü açmazsa sıkıntı daha büyür. Finans sektörünün güçlü olması Türkiye’nin faydasına. Ancak, esnaf işadamı yatırımcı sıkıntı içindeyken finans sektörünün güçlü bir yapıda olması bir şeyi çözmüyor. Bankalar özellikle Doğu’da biraz daha esnek davranmalı. Biz bankalar paralarını alıp dağıtsınlar demiyoruz, ama onlar da Doğu’nun şartlarını gözetmeli, teminat isterken bunları dikkate almalı.
Yani siz Erzurum ve Doğu için bankalardan pozitif ayrımcılık istiyorsunuz.
Erzurum ve Doğu’da diğer bölgeler gibi yılın 12 ayı çalışma imkanı yok. Burada en uzun çalışma süresi 6 ay. Bankaların burada yaşayanlara biraz daha esnek davranması lazım. Bölgenin kalkınmasını istiyorsak evet biz pozitif ayrımcılık istiyoruz. Biz bu bölgeleri canlandıralım ki buralarda doğan insanlar bu bölgede yaşasın, göç etmesin. Bölgemizin refahı artarsa huzuru da artar.
Bankalarla ilgili bir süreden beri başta sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere Başbakan ve bakanlar açıklamalar yapıyor. Sizin yıllardır yaptığınız çağrıları adeta destekliyorlar..
Basından ve kamuoyundan takip ediyoruz. Cumhurbaşkanı ve Başbakan söylüyor, doğru ifade ediyorlar. Bankaların bize destek olması lazım. Bu sıkıntılı süreci ancak böyle atlatırız. Geçtiğimiz yıllarda bölgemizde bir banka genel müdürüyle toplantı yapmıştık. Genel müdür, üyelerimize ve toplantıya katılanlara ‘kim ne istiyorsa söylesin’ diye bir çağrıda bulundu. Toplantıya katılanlar taleplerini dile getirdiler. Toplantının ardından insanlarımız konuşulan miktarın anca yüzde 10 ile 20’si kadar kredi kullandı ama genel müdürün ifadesi herkes için moral motivasyon oldu. İnsanımıza güven geldi. Şimdi de banka yöneticileri ‘korkmayın, endişe etmeyin, biz buradayız’ demeleri lazım ki bu sıkıntılı süreci birlikte atlatalım..
Erzurum yılda ne kadar kredi kullanıyor?
Bankalardaki kredi mevduatımız 2 milyara yakın. 4 milyara yakın kredimiz var. Buna kamu bankaları da dahil. Son yıllarda bankaların faizlerinde düşüş olunca piyasalar rahatlamıştı. Çünkü işler, bankaların verdiği destekle yürüyor. Eğer bankalar kredileri keserse bölgemizde işadamı, esnaf, tüccar yatırımcı kim varsa adeta nefesleri kesilir. Onun için bölge esnafına nefes olmak lazım. Bölgedeki işyerlerinin kapanmasına sebep olmak yerine yaşatmak lazım. Ben hemen her gün vaktimin büyük bir çoğunluğunu bankalarla sıkıntı yaşayan insanımıza yardımcı olmakla geçiriyorum. Bizde gücümüz yettiğinde çözüm bulmaya çalışıyoruz.
Siz bankalardan pozitif ayrımcılık istiyorsunuz ama sanki tam tersi yaşanıyor gibi…
Maalesef, Bankalar Batı bölgelerinde de aynı sistemle çalışıyor, Doğu’da da aynı şekilde uygulama yapıyor. Halbuki Doğu’da çalışma sezonu çok kısa.. Batıda kredi kullanan insanlardan istedikleri teminatla, bölgemizden istedikleri teminat aynı olmuyor. Batıda bir daire belki yetiyor burada ise en az 2-3 dairenin teminatlığı kabul ediliyor. Yani sistem bizim aleyhimize işliyor. Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası’nın (ETSO) ortak olduğu Kredi Garanti Fonu var. İnsanlarımızın işini çözmek için çalışıyoruz ama yeterli olmuyor.
Banka yöneticileriyle yaptığınız her toplantıda sıkıntıları dile getiriyorsunuz. Bunun size yansıması nasıl oluyor, bir tepki alıyor musunuz?
Benim hiçbir kurumla şahsi işim olmadı. Görevim gereği sadece bölgemin, ülkemin meseleleriyle ilgilendim. Temsil ettiğim bir camia var. Bunların hakkını, hukukunu korumak benim görevim. Yoksa ben de iki üç süslü laf söyler şirin görünürüm. Asıl mesele esele ortadaki yaşanan sorunların asgariye indirilip el birliğiyle sıçramamız lazım. Bunun yolu da birliklerde birbirimize desteklerden geçiyor. Bazı bankalar beni değişik bölgelerde yaptıkları toplantılara konuşmacı olarak davet ediyorlar. Ben katıldığım her toplantıda bu şekilde anlatıyorum. Sonra ekliyorum beni artık toplantılara çağırmazsınız diye ama yine çağrılıyorum. Çünkü ben slogan bir söylem yapmıyorum. Bölgenin, ülkenin gerçeğini söylüyorum. Hep beraber yaşamak için birbirimize destek olmamız lazım. Bankalar, bizler müteşebbisler, birbirimize destek vererek kalkınmayı böyle sağlayacağız. Bankalar da kamuda bürokraside sempatiyle bakıyor bize. Art niyetli konuşmadığımızı biliyorlar, slogan olarak konuşmadığımızı biliyorlar. Samimi olarak sorunlarını anlatmaya çalışıyorum.
Sorunların aşılmasında sadece sorumluluk bankalara mı düşüyor?
Bu sıkıntıları biz elbirliğiyle aşmamız lazım. Bankalar sadece ülkedeki gelişmelerden değil dünyadaki yaşananlardan da etkileniyor. Bir FED var ki Demokles’in kılıcı gibi duruyor. Bu bankaları tedirgin ediyor. Bunun yanında piyasanın gerilmemesi lazım. Yani herkesin üzerine düşen görevler var. Bankalar da üzerine düşeni yapmalı, sıkıntıda olan insanın vadesini uzatmalı, protesto olan senedini hemen takibe almamalı. Çünkü böyle yaptıkları an sistem kilitleniyor. Kısacası hükümetin bankalara, bankaların da insanımıza destek olmamız lazım. Tıkanıklığı, sıkıntıyı ancak bu şekilde aşabiliriz.
Bankaların yanısıra bölgede önemli destekler veren DAP, KUDAKA, KOSGEB gibi kurumlar var. Bunların durumu nedir?
DAP gayret içinde, KUDAKA gayret içerisinde. KUDAKA’nın kuruluş amacı çok güzeldi. Kobilere destek diyor. Hem teknolojini yenileme hem de istihdamı artırma gibi konularda destek veriyordu. Ama istediğimiz seviyede olmadı. Bizde de kabahat var bunu çok işler bir hale getiremedik. KOBİ’leri ciddi destekleyip geliştirmemiz lazım. KOSGEB’in bürokratik engelleri tedirgin ediyor insanları. Ama bütün bunlara rağmen bizlerinde yılmaması gerekiyor. Çok kolay da bir şeyler olmuyor. Bizim de ona göre mücadele etmemiz lazım. Tıkandığımız yerde bizlerin ilgililerle sıkıntıları aşmamız lazım, yani bizlerin de gayret içinde olmamız lazım.
Peki burada bölge insanına bir görev düşmüyor mu?
Elbette, en büyük görev bölgede yaşayan bizlere düşüyor. Öncelikle birbirimizi desteklememiz lazım. Bakın biz Türkiye’nin örnek gösterdiği bir özelleştirmeye imza attık. Geçtiğimiz yıllarda İstanbul Çimento ile Van Çimento satılıyordu. İstanbul’daki fabrikanın sadece yeri dünya para ederdi.. Ama biz Van Çimento’ya talip olduk. Orayı satın aldık. Biz şirket olarak bölgemiz için pozitif ayrımcılık uyguladık. Türkiye’nin örnek özelleştirmesi olarak girdiğimiz bu yolda devam ediyoruz. Bölgemizde yaşayan işadamları, esnaf yatırımcı da aynı şekilde olmalı. Birlikte hareket etmeli, alışverişini birbirinden yapmalı.
Hükümetin açıkladığı yatırım hamlesi ve cazibe merkezleri projesi bölgenin sorununa çözüm olabilir mi?
Hükümet bu konuda çok büyük gayret sarfediyor. Devlet bölgede anahtar teslimi fabrika yapıp kiraya verecek ve aynı zamanda mal alım garantisi bulunuyor. Bu çok ciddi. Bu tür desteklerle bölgenin sorunlarını çözmede önemli adımlar atabiliriz. Burayı cazip hale getirmekten başka çıkış yolumuz yok. El birliği yapmamız lazım. Bir ailede bile gelir varsa o ailede birlik kolaydır. Gelir varsa refahtan pay alıyorlarsa ortada bir sıkıntı yoktur. Ama ailede bir maddi sıkıntı varsa, refah yoksa aile fertleri hep birbirini suçlar. Ülkeler, şehirler de böyledir. Refah arttıkça birliktelik daha rahat olur, insanlar birbirini kontrol eder. İşte biz onu yakalamak zorundayız. Biz Türkiye’de bir kollektif çalışmayı Allah’ın yardımıyla, insanların desteğiyle gerçekleştirmişiz. Bunu çoğaltmamız lazım. Buna benzer projeleri geliştirmemiz lazım. Biz geçmişte inşaat sektörü kuruyorduk, başaramadık. Kuracağımız birliktelik TOKİ gibi konutlar yapabilecekti. Tavukçuluk projemiz oldu, atıl kaldı. İnsanlar gelişmeyi karı gördü mü birleşmeler kolay oluyor kollektif çalışma kolay oluyor.
Son dönem bölge kabinede temsil noktasında da iyi bir noktaya geldi. Başta Başbakan Binali Yıldırım olmak üzere kabinede önemli ve güçlü isimler bölgemizden. Bunların katkısı nasıl olur yeni dönemde?
Sayın Başbakan Binali Yıldırım Erzincanlı. Kendisiyle diyaloğumuz çok önemli. Bölgeyi çok iyi biliyor. Bu şansı çok iyi kullanmamız lazım. Maliye Bakanı, Sağlık Bakanı, Ulaştırma Bakanı bölgemiz açısından önemli bir nimet. Bizlere düşen görev bu gücü iyi kullanmak. Artık, bizler ağlamak yerine sorunlarımızı bu isimlere taşıyarak çözümünü sağlamak. Bu gücü iyi kullanmamız lazım.
Başkanım bir önemli konu da Erzurum Ticaret ve Sanayi Üniversitesi. Bu konuda uzun süren çalışmalarda sona gelindi. Artık YÖK’ün kararı bekleniyor. Son durum nedir?
Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası olarak ilimize bir vakıf üniversitesi kazandırmak için yola çıktık. Çok zorlu bir yolu geçtik. Erzurum-Aziziye karayolunda DSİ’ye ait 140 dönüm araziyi alarak üniversite üzerine tapuladık. YÖK’ün üniversiteler için istediği kriterlerin hemen hepsini yerine getirdik. Üniversitede yeralacak fakülteler ve okullar bile belirlendi. Artık söz YÖK’te. 15 Temmuz darbe girişimi bu çalışmalarımızı da etkiledi. Ama artık sorunlar bitti. İnşallah kısa süre içerisinde YÖK bu kararını verecek, ardından konu Bakanlar Kurulu’ndan sonra TBMM’den geçecek. Bu konuda siyasilerimizin de bize desteği tam.

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

Sitenin tüm hakları zirve2000.com'a ait olup, izinsiz alıntı yapmak yasaktır.