Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir. Yaz başından beri uçak bilet fiyatları şehrin ana gündem maddesiydi. Fahiş fiyat uygulamasına bir yaz boyunca bağırdık durduk. Sonuç, koca bir hiç. Hem bağırdık hem de paşa paşa astronomik fiyattan uçtuk.

***

Erzurum Havalimanı için yeni bir sistem yapılmasına karar verildi ve CAT 3 Sistemi için kollar sıvandı.

Öyle ki ihaleyi alan firmaya parası bile tiko ödendi. Ancak koca bir yaz geldi geçti, tık yok. Sonbahara doğru firma arzı endam etti. Zaman daraldı, firma bin dereden su getirdi, “Yurtdışından gelmesi gereken cihaz yetişmedi” dedi.

Sonuç, havalar soğudu CAT3 sistemi elimizde patladı.

***

Olayın başından beri turizmciler tabiri caiz ise Vali Bey’in kapısında yattı. Eylül ayından itibaren, “Bu gidişle bu iş bitmez, kış geldi sezon başlayacak. Acil önlem alınması gerekir” diye haykırdılar. Ama her seferinde Vali Okay Memiş “ yetişecek, merak etmeyin” diyerek kendisine iletilen yalan yanlış bilgilere güvendi.

Gelinen nokta fiyasko oldu. Devlet Hava Meydanları bu işi yüzüne gözüne bulaştırınca Türk Hava Yolları, “ben bu riske girip pilotlarımı ölüme yollayamam” dedi ve uçuş sayısını düşürüp riskli saatlerdeki uçuşlarını kaldırdı. Uçuş sayısı düşünce bilet fiyatları da otomatik olarak fırladı.

Kışın her saatte uçuş olsun, Kış Turizmi bu işten etkilenmesin diye çıkılan yolda geldiğimiz nokta şudur; Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olduk. İyi kötü elimizde bir ILS (Aletli İniş Sistemi) vardı, onu da kaybettik. Bugün elimizde yıkık dökük bir havalimanı var. Yarın burada Allah korusun bir uçak kazası olsa bunun hesabını kime soracağız, faturayı kime keseceğiz?

***

Dün Vali Memiş, Radyo Ritm’de gazeteci Orhan Bozkurt’un sorularını yanıtlarken, “Bu konuyu neredeyse her hafta takip ettim. ‘Yetişecek efendim’, ‘Yetişiyor efendim’, ’Sorun yok efendim’ dediler, bitiremediler. Göz göre göre bitiremediler. Şu an acil pisti kullanıyoruz. Tabi gece uçuşları ve siste pusta iniş sağlanamıyor. Tabi 30-40 milyon liralık bir ihale ama bu işi bitiremeyenler 300-400 milyon liralık zarara yol açtılar. Ama emin olun gereği yapılacak, sorumlularıyla ilgili gereken yapılacak. Bunun bedelini ödeyecekler” dedi.

Şüphesiz ki bu işin bedeli olacak ama şu soruyu sormadan edemeyeceğim. Palandöken Kayak Merkezi’ndeki otel müdürlerinin dahi, “ bu iş yetişmez, hala zaman varken çare bulalım” dediği günlerde gerçeği onlar görürken siz nasıl göremediniz?

2024’ÜN KAYBEDENLERİ

Bu işin bedeli ne olacak?

Bu bedeli yalnızca vatandaş ve turizmciler mi ödeyecek?

Acaba nasıl bir formül bulacaksınız?

Daha düşen ilk karda uçak seferlerinin iptal olduğu, gelinin gidemediği, gidenin dönemediği bir şehirde turizm nasıl gelişir?

***

Sayın Valinin açıklamaları tepkilerin dinmesine neden olur mu bilinmez ama bildiğim tek bir şey var oda bir şehri şehir yapan, içinde yaşayan insanlardır.

O şehrin sahibi de bizzat o şehirde yaşayanlardır. Erzurum’un en büyük sorunu kendine bir sahip araması ve bunu bulamamasıdır.

Sen kentine sahip çıkmazsan hiç kimse sahip çıkmaz. Sen verdiğin oyun, verginin hesabını sormazsan biri çıkıp senin adına bunun hesabını sormaz.

Yaşanalar ortada, şimdi biz bunun faturasını kime keselim ve biz kime hesap soralım?