Bir coşku var içimde bugün kıpır kıpır
Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum
Gözlerim parke parke taş duvarlarda, açılıyor hayal pencerelerim.
Hafif bir rüzgar gibi süzülüyorum, kekik kokulu koyaklardan aşarak…
Güvercinlik ülkesinde dolaşıyor, bir “ÇEŞME” başı arıyorum…
…
Bazen şiirlere,
Bazen şarkılarda söz olur.
Bazen de hikayelere konu olur ÇEŞME…
….
“KÖYÜN ÇEŞMESİ… “
Köyün bir kilometre dışındaydı. Köy ahalisi özellikle içme su ihtiyacını bu çeşmeden karşılardı.
İlçe kaymakamlığı, “Köylere Hizmet Götürme Birliği”ne çeşmenin köyün içine taşınmasına yönelik proje hazırlanmasını istedi. Gerekli yasal prosedürler yerine getirildi. Finansman sağlandı, proje onaylandı. Çeşmenin köyün ortasında uygun bir yere taşınması için artık engel kalmamıştı.
Gerekli inşaat malzemeleri ve ekipmanlar temin edilerek proje gerçekleştirildi. Artık köy ahalisi su ihtiyacını köyün içindeki çeşmeden karşılıyordu.
Yaklaşık bir ay kadar süre geçmişti. Bir sabah köy halkı su kaynağından çeşmeye gelen boruların param parça edilmiş olduğunu gördü. Yapılan yatırım, birileri tarafından imha edilmişti. İyi de bunu kim yapabilirdi.?
Hem kamu malına zarar verilmiş hem de köy çeşmesiz kalmıştı. Önce terörden şüphelenildi. Ama o bölge de terör faaliyeti de yoktu.
Köyün muhtarı İlçe Kaymakamlığına durumu bildirdi.
Yetkililer konuyu incelemeye aldı ve gerekli tahkikatları yaptı.
Kısa sürede sonuç alındı. Boruları imha edenler ortaya çıkarıldı. Çok enteresan bir sonuca varıldı…
Su borularını imha edenler köyün kızlarından başkası değildi…!
Olaya dahil olanların ifadeleri alındı. Müdahil olan köyün kızları “Bizim tek sosyal hayatımız gidip o çeşmeden su getirmekti, siz bizim sosyal hayatımızı elimizden aldınız.” şeklinde ifade verdiler.
Ancak ortada “Kamu Malına Zarar Verme Suçu” da söz konusuydu. Şimdi ne olacaktı… Kaymakam ve diğer yetkililer olayı değerlendirdi. Sağ duyulu davranarak köyün kızlarının bu eyleminin “sosyal hayata müdahale” sonucu gerçekleştirdikleri kanaatine varıldı. Haklarında hiçbir işlem yapılmadı.
Elbette ki…
Herkesin aynı şeyi düşünmesi,
Aynı duyguyu yaşaması,
Aynı şeylerden hoşlanması,
Mümkün değildir.
Herkesin değer yargıları da farklıdır,
Sevdikleri, sevmedikleri,
İnandıkları, inanmadıkları,
Tuttuğu takımlar bile farklıdır.
Gerçek hayatta yaşanmış olan “KÖYÜN ÇEŞMESİ” hikayesinin verdiği mesaj çok açıktır.
“Sosyal Hayata Saygı” ve “Hoşgörü”…