Hangisine yanalım? Süper ligden 1 puanla düşmeye mi? Sezon başında tartışmalarına mı? Kongre sürecinde yapılamayan transfere mi? Takımın borçlarına mı?
1.Ligde kafayla oynarken, “parasızlık “ nedeniyle jet gibi inişe geçilmesine mi, parası olmadığı için Erkan Sözeri’nin, futbolculara kurban verilmesine mi?
Yücel İldiz’le 6 hafta patinaj yapılmasına mı?
Maçların tümünde hissedilen ‘golcü eksikliği’ni herkes ezberledi..
Erzurumspor, Samsunspor karşısında ilk yarı ve 2. yarı farklı oyun sergiledi. İlk yarı saha avantajını kullanamadı, defansın hatasından eski oyuncusu Osman’ın kafa vuruşuna engel olamadı, gol de hiçbir sıkıntı yoktu. Muzaffer hocanın, ön direkte topa yükselebilecek oyuncunun; topa poposunu dönmesinin hesabını sanırım Balıkesirspor deplasmanında değerlendireceğini düşünüyorum. Defans oyuncusu “kafa vuruyor… muş gibi “ yapar mı? Osman Çelik’in eski takımına gol atması tam bir profesyonellik, sevinmemesi ise Erzurum’a olan ‘gönül bağını‘ gösterdi, duygulandırdı.
38.dakikada Erzurumspor’un bariz penaltısına hakemden ‘oyna’ işareti gelirken, ilk yarı sonuna doğru verilen penaltı ise ne yazık ki kabak gibiydi. Burada futbolcu elleri arkada iken gereksiz yere neden sağ elini açtı? Bir ayağı çizgide, diğer ayağı ceza çizgisi dışında idi. VAR olmadığı için hakem anlık kararla penaltıya hükmetti.. Ceza çizgisi dışından da serbest vuruş verebilirdi diye düşünüyorum. Görüntüler burada muğlak..
2-0 ile soyunma odasına giden Samsunspor, ikinci yarı ikinci bölümünde baskı uygulayan, sürekli üzerine gelen bir Erzurumspor ile karşılaştı. Atakları taça ve uzun toplarla savuşturmaya çalışırken direnci kırıldı ve organize gelişen Erzurumspor baskısında Süleyman Koç’un sert şutu Samsunspor filelerine takıldı.
Bu maçta Mustafa Yumlu ve Mustafa Akbaş’ın hataları vardı.. Zaten takımda göze çarpan istikrarlı oyun sergileyenler ise Estrela, Orhan Ovacıklı, Eren Tozlu bir de kalesinden 4-5 kez çıkıp rakip forvete geçit vermeyen Szumsky… Değişikliklerde oyuna alınan genç Hüseyin, maça hareket getirdi.
Aly Male ‘den tam randıman alınamıyor, çünkü Aly Male ile oynayacak genç oyuncu lazım! Muzaffer Bilazer’in Hüseyin’i sonraki maçlarda oyuna dahil etmesi ‘aksiyon’ getirir gibi..
Muzaffer Bilazer’in, nazar değmesin serkisof saat gibi çalışan Estrela’yı oyundan çıkarması doğru muydu?
Orhan Ovacıklı yoruldu diye mi alındı?
Erzurumspor bu maçta, genç Hüseyin’i kazandı.. Olanare’ye ve Oltan’a çok şans verildi biraz bekletmek lazım diye düşünüyorum. Gökhan’da artık sallapati oynuyor!
Takımın en büyük handikapı, ara transferde transfer yapılamaması ve futbolcuların alternatifsiz olması! Takımda disiplin yok, kalmadı diyebilirim. İtirazın da, itiraz etmenin de bir üslubu olmalı, hakemin üzerine yürümek te neyin nesi? Futbolcuların bazıları kendilerine gelmeli, itiraz etmesinler demiyorum ama tribünlerden duyulacak kadar yüksek sesle itiraz! Takımı 10 kişi bırakır..
Muzaffer hocam sezon sonuna kadar elinin altındaki şimdiye kadar oynatılmayan oyuncuları bir yokla, oradan bir şeyler çıkabilir.. Yorulan oyuncular ve kendilerini dev aynasında görenler var.. Hiç kimse alternatifsiz değildir, hiç kimse bulunmaz Hint kumaşı değildir.. Sen işini bilirsin.. Bu maçta oyuncular senin için oynamalı ve bu 6 puanlık maçı almalıydılar.. Tedbir alırsanız, play-of şansı devam edebilir…
Maçın hakemi Burak Pakkan hakkında söyleyeceğim de şu ki ,”Ev sahibi avantajlarını hiç kullanmadığı gibi, 2 penaltı pozisyonunu es geçti “ sarı kartlarda tek yanlı davrandı..
Sayın Mehmet Sekmen’e de alınmasın ama bir tavsiyem olacak: “Sayın başkan bu takımı bu noktaya getirdiniz, başarılar kazandırdınız. Şampiyonluklar getirdiniz.. Hepsi doğru.. Ancak, bu takım bu şekilde yürümüyor yürütülmüyor. Şehrin ileri gelen iş insanları taraftarın önüne atılıyor! Otobüs üstüne çıkıp sevinç yaşadığınızı unutmuyoruz, bu takımın geleceği için gerçekten şehrin spor adamları ile mi, yoksa başka bir toplantı ile mi bu takımın geleceğine yön vermek gerekiyor. Bu hale gelecek bir takım mıydı. Hele bu yıl? Bu gruptan süperliğe şampiyon olarak çıkmak kadar kolay bir şey yoktu.. Desteklerinizi inkar etmiyoruz ama, işi ‘ diyet ‘ noktasına da getirmemek lazım. Spor kulübü işi çok meşakkatli bir iştir. Başkanı vezir de ediyor, rezil de! Ya bu işte sonuna kadar varım deyin, ya da şirket kurdurup bu takımın önünü açın. Yoksa Erzurumspor’u sevenlerden; büyük bir küskünler ordusu ortaya çıkarırsınız. Erzurumspor’a 1976 yılından beri hiçbir menfaat gözetmeden kalemiyle karınca kararınca destek olmaya çalışan bir gazeteci olarak bir kez düşünün derim.”.. Şirketleşme olmazsa gelecek yılları da kaybeder Erzurumspor.