Çağın en büyük sorunlarından biri de görülen her olumsuzluğu kanıksamak, alışmak…

Uzun süren ve periyodik hale gelen toplumsal sıkıntıları, bir dönem sonra kabul edip normal karşılıyoruz!

Örneğin  90 yıllarda terörle mücadelenin gözbebekleri olan Özel Harekat Polislerinin arazi üniformaları ve silah teçhizatları ile gündelik yaşamda şehir merkezlerinde dolaşmaları yasaktı. Halk bu görüntüye alışır, terör örgütleri onlar gibi giyinip halkın içine karışabilir endişesi vardı.

Tuhaf gelmişti o yıllarda bu yasak. Oysa halk o polislere sevgi duyuyordu ve bana göre halkın içine karışmasında bir sıkıntı yoktu.

Ancak aradan geçen yıllar gösterdi ki insanoğlu her şeye kolay alışıyor ve kanıksıyor. Alınan karar doğruydu.

***

Yıllardır toplumun diline pelesenk oldu; gündüz kuşağında yayın yapan kadın programlarının işlediği konuların, toplum ahlakını bozma meselesi…

Bu konu üzerinde görüş belirtmeyen kesim kalmadı dersek yeridir. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) sayısız ceza yolunu denedi ama olmadı, olduramadı!

Hala toplumun ahlak değerlerini yerle bir eden yayınlar yapılıyor ve toplum buna alıştı, normal karşılamaya başladı!

Televizyonda ekrana gelen diziler  ise gündüz kuşağı programlarına rahmet okuttu!

Ortada ne ahlak kaldı ne aile hayatı…

Ensest ilişki mi istersin, şiddet mi yoksa kara para aklama mı…

Ekranlarda ne ararsan var!

Üstelik bu diziler yüksek izlenme oranlarına sahip!

Hatta aile dizileri yeteri kadar izlenmeyip rağbet görmediği için yayından kaldırılıyor.

Senarist ve yapımcıların savunması; bu senaryolar  olmayınca dizi izlenmiyor, milyonlarca lira çöpe gidiyor…

CAYIR CAYIR YANDI

***

2000’li yılların başından beri özellikle sitcom tarzı dizilerde bolca LGBT’li tiplemelere denk geliyorduk. O yıllarda bu ne dedik ama izlemeye devam edince alıştık. Artık normal geliyor topluma bu görüntüler!

Bugün kayınpederin gelini ile birlikteliğine aşk deniliyor ve Türk toplumu nefessiz bu rezilliği izliyor.

Sürekli yapılan taciz haberlerini o kadar kanıksadık ki kime yapılsa artık normal geliyor.

Herkesin dilinde bir bozulmuşluk türküsü var ama hiç kimse ‘bunların yaşanmasına ben müsaade ettim’ demiyor!

Bu kadar anormalliğin içinde toplum olarak bu hayatı normal karşılamamız da bana normal gelmiyor…

Öyle görünüyor ki günden güne anormallikte tavan yapan toplumumuz, normalin ne olduğunu unuttu. Sadece kendine yapılınca sesini yükseltiyor…

***

Köpekler çocukları parçalıyor, kadın cinayetleri işleniyor, uyuşturucu canavarının dişleri arasında gençlerimiz heba oluyor. Ama toplum olarak sesimiz çıkmıyor!

Biraz slogan gibi olacak ama uyuşma, uyuşturulmaya izin verme…

Sosyal medyayı hiç konuşmayalım, o alanda çarşı daha da karışık. Sözüm ona özgürlükler ülkesi ABD bile bozulan gençliği görünce harekete geçmiş, 16 yaş ve altı için sosyal medya kullanımını kısıtlamaya gitmiş.

Amerikan teknoloji şirketi Meta, Instagram platformundaki “Teen Accounts’a (Genç Hesapları)” 16 yaş altı kullanıcıların ebeveyn izni olmadan ‘canlı yayın’ özelliğini kullanamayacağı ve özel mesajlarda ‘otomatik bulanıklaştırma’ özelliğini kapatamayacağını açıkladı.

Ne diyelim darısı bizim başımıza…