Bu şehrin hatta ülkenin en önemli liselerinden biri olan Erzurum Lisesi Çanakkale Savaşı’nda mezun veremedi. Çünkü gencecik dadaşlar, diğer vatanperver insanlarla beraber Çanakkale’de “ŞEHİT OLDU…”
Bu şehrin insanı Ermeni zulmünü yaşadı.
Bu ülkede yaşayanların birçoğu Anadolu topraklarını işgal eden düşmana boyun eğerken, bu şehir 23 TEMMUZ 1919 yılında Mustafa Kemal ATATÜRK ile birlikte Vatanın Bölünmez Bütünlüğünü savundu…
Belki de sizin atalarınız manda ve himaye için “İngiliz mi olsun? Fransız mı olsun?” muhabbeti yaparken, “Manda ve Himaye Kabul Edilemez” dedi.
Bu şehrin insanı kendi ihtiyaçlarını karşılayamazken, çoluk çocuğunun olmayan rızkı ile Erzurum Kongresi için gelen delegeleri bağrına bastı. Onlara kucak açtı. Kimi yatağını verdi, kimi ekmeğini verdi.
Neden? Biliyor musunuz?
İstiklal ve Bağımsızlık için.
Vatan için, Ay Yıldızlı Bayrak için.
Şimdi sizler gelmiş üç kuruşluk futbol maçı için bin bir türlü bahane üretiyorsunuz;
Hava soğuk…
Rakım yüksek…
Oksijen yetersiz…
Şartlar zor…
Zemin kötü…
Yıldızlarımız zorlanıyor…
Aslında, sizler ve sizlerden rant elde eden menfaatçi medyanız,
Terörizmin ve bölücülüğün farklı versiyonunu yapıyorsunuz.
Biraz “HADDİNİZİ BİLİN”
Bari 93 Harbinde, bebeğini kundakta bırakarak AZİZİYE TABYALARINA koşan ve Rus İşgaline karşı direnen NENE HATUN’dan “UTANIN”…
Alın, üç kuruşluk futbolunuzu da “BAŞINIZA ÇALIN”…