Amerika’da başkanlık seçimlerini tüm dünya nefes nefese izliyor. Kimin seçileceğinden ziyade adayların renkli seçim kampanyası, yapılan anketler ve televizyon programları adeta bir talk show tarzında düzenleniyor. Tabi durum böyle olunca isteseniz de istemeseniz de kulak keseliyorsunuz bu haberlere.

Ee orası Amerika…

Erzurum’da Temmuz ayında yapılacak olan Atatürk Üniversitesi Rektörlük seçimleri de Amerika kadar olmasa da bir hayli renkli geçiyor diyebiliriz.

Rektör adaylarının bazıları bu haberlerden etkilenmiş olacak ki seçim kampanyasını yürütecekleri alanın kat be ket dışına çıktılar.

Adaylar, tıpkı siyasiler gibi esnaf, sivil toplum kuruluşları hatta spor kulüplerini ziyaret ediyorlar. Yıllardır ‘üniversite halkla bütünleşsin’ dedik durduk ama Sayın Profesörlerimiz bizi yanlış anlamış. Bilimsel çalışmalarınızla halkla bütünleşin dedik, rektörlük seçimlerinde değil. Kaldı ki bu anlamda halkla bütünleşmenizin size bir yararı yok.

Siz milletvekili ya da belediye başkanı olmayacaksınız. Siz bilim yuvasını yönetmeye adaysınız. Size oy vereceklerde vatandaşlar, muhtarlar, taraftarlar değil akademisyenlerdir.

Varsa üniversite için projeleriniz gidiniz bu projeleri konunun muhatabı olan, oy kullanacak akademisyenlere anlatın.

Eğer amacınız siyasete girmek ise bunun yeri orası değil. İstifa eder çıkarsınız er meydanına, o gün halkın kapısını çalarsınız.

Atatürk Üniversitesi bu kentin vizyonu, göz bebeğidir. O koltuğa oturacak kişi sıradan insanlar gibi davranıp, siyaset erbabı gibi hareket edemez.

AFGANLILAR ERZURUMLU GENCİ BIÇAKLADI

Sizin bu hareketleriniz de siyasetçilerin hoşuna gitmez. Zira politika siyasetçinin işidir, akademisyenin değil…

Elbette basında yer alın, projelerinizi paylaşın, oy veren muhataplarınıza basın yoluyla da ulaşın, bunda bir gariplik yok. Ama rektörlük seçimlerini meclis üyesi seçimlerine, muhtarlık seçimlerine çevirmeyin.

Adı üstünde bilim adamısınız. Sizi oraya getirecek irade belli, oy verecek zümrede.

Bence eski köye yeni adet getirmeyin. Sizin hangi partiden olduğunuzun, hangi tarikata mensup olduğunuzun emin olunki hiçbir önemi yok.

Ne Türkiye eski Türkiye ne de tarikat, cemaat eski gücünde. Siyasette değişti. Algıda sizin kimin adamı olduğunuz değil talip olduğunuz üniversiteyi kaç adım ileri götüreceğinizin önemi var.

Sizin bu tavırlarınız siyasete de, üniversiteye de, Erzurum’a da zarar veriyor…