Esasına bakarsanız son maça kalındığı için Erzurum takımının ligde kalacağına dair çok umudum yoktu.

Ben demiştim diyenlerden sizin de pek hazzetmediğinizi biliyorum ama ben yine de o riski göze alarak söyleyeyim.

6 hafta önce filan Erzurum ligde kalma şansını son haftaya bırakmasın demiştim.

İşi son haftaya girerken garanti altına alsın diye yazmıştım.

İşte netice ortada.

Son haftaya kalınırsa böyle olur.

O yüzden Erzurum’un son hafta düşmesinin kesinleşmesine şaşırdım mı, hayır!

***

Yanlışlar gibi doğruların da sıklıkla yapıldığı bir ligi geride bıraktık.

Daha zamanımız var, Erzurum’un bu noktaya nasıl geldiğine dair söyleyeceklerimiz çok olur.

Doğrularını da konuşur, yanlışlarını da söyleriz hep.

Ama ben sadece bir şey deyip, kaçayım.

Bir defa arkasında dağ gibi duran bir seyircisine rağmen Erzurum takımı bu ligde misafir gibiydi zaten.

Sezon başında da öyle, sezonun sonunda da.

Aşkale’yi çıktıktan sonra tüm futbol kamuoyunun düşecek takımlardan birisinin Erzurum olduğuna inanıyordu.

EŞİ ÖLDÜRDÜ İNTİHARA KALKIŞTI

Gerek yönetimsel yanlışlıklar ve gerekse gol bölgesindeki beceriksizlikler gelinen noktada en büyük etken.

Hakem kararlarını falan bir kenara bırakıyorum.

Eğer Erzurum sezon başında golcü problemini çözmüş olsaydı bugün bir Antalya’nın, bir Malatya’nın, bir Alanya’nın yerinde olurdu.

Erzurum’un sezon içinde golcü diye aldığı Munsy, Lenart Thy ve Ofset dururlarken en çok gol atan oyuncunun Taylan olması bana göre herşeyi anlatıyor!

***

Uzattığımın farkındayım.

Size bir şey daha söyleyeyim mi?

Katılan olur, olmaz bilemem.

Erzurum iç sahada oynadığı Rize maçında aslında ligi kaybetti.

O maçın sonunda o dönemin teknik direktörü Mehmet Özdilek, ‘’Sabaha kadar oynasaydık bu Rize’yi yenemezdik’’ dedi, ‘’cambaza bak’’ yaptı ya, ben şahsen işte o maçta ‘’Eyvah’’ demiştim.

Sayılmayan golüne rağmen 0-0 girdiği ikinci yarıda hiç bir varlık gösteremeyen, üstelik bir de rakibinden gol yiyen Erzurum, bana göre o maçta düştü.

Daha çok konuşuruz çok, cümleten geçmiş olsun..