Erzurum Haber

şişli escort beylikdüzü escort fatih escort acıbadem escort anadolu yakası escort aksaray escort bodrum escort bayan

Baro Başkanı Göğebakan, net konuştu

Baro Başkanı Göğebakan, net konuştu
28 Aralık 2015 - 16:06

Erzurum/zirve2000 Erzurum Barosu Başkanı Talat Göğebakan’la ‘avukatlık’ mesleğini, sorunları konuştuk. Adeta ‘Bir dokunup bin ah’ işittiğimiz Göğebakan, artan avukat sayısı, iş alanlarını daraltan arabuluculuk sistemi ve yetersiz adalet fonunu anlattı.
Arabuluculuk sisteminin avukatlık mesleğinin en önemli sorunu olduğuna dikkat çeken Göğebakan, iş alanlarının daraltılmasından şikayetçi. Göğebakan’ın bir tepkisi de arabulucuların belirlenmesi. En az 5 yıllık avukatların ancak arabulucu olabildiğini belirten Göğebakan, diğer fakülte mezunlarının kolaylıkla bu sisteme alınmasının yanlış olduğunu ifade etti.
Adalet Fonu’yla özellikle dargelirliler için verdikleri hukuk hizmeti konusunda da dertli olan Göğebakan, Bakanlığın belirlediği ücret tarifesine uymadığını ifade etti. Adalet Fonu için valilik ve belediyelerden destek isteyeceklerini vurgulayan Göğebakan, “makarna ve kömür yardımı kadar, hukuk yardımı da önemli” dedi.
Adalet-makarnadan-daha-mi-onemsiz-7-e1451289986729
RÖPORTAJ: Salih TEKİN/PUSULA
Bir zamanların en gözde mesleğiydi avukatlık. Hukuk Fakülteleri de üniversitelerin en büyük övünç kaynağıydı. Her konuda olduğu gibi bu konuda da ölçüyü kaçırdık, 100’den fazla hukuk fakültesi, binlerce hukuk mezunu. Barolar hemen hergün yeni bir avukata belge veriyor. Sayıları artan avukatların yeni uygulamalarla iş alanları daralıyor. Dargelirli vatandaşlar için uygulamaya konulan ücretsiz avukatlık siteminde devletin elini sıkması sebebiyle sorunlar yaşanıyor. Adalet Bakanlığının ayırdığı bütçe yeterli olmayınca Baro yönetimi konuyla ilgili başta valilik olmak üzere belediyelerden destek talep etmeye hazırlanıyor. ‘Hukuk makarna ve kömürden daha az önemli değil’ diyen avukatlar, dargelirlilerin haklarını savunabilmek için yardım isteyecek.
İşte bütün bu konuları Erzurum Barosu Başkanı Avukat Talat Göğebakan’la konuştuk. Yönetim kurulu üyelerinin de bulunduğu sohbette adeta bir dokunduk, bin ah işittik.
Sayın Başkan, bir zamanların en popüler mesleği avukatlık nasıl bu hale geldi?
Türkiye’de neredeyse ilçelerde bile üniversite açılır duruma geldi. Liseyi bitirdiyseniz bir üniversite okursunuz. 110’a yakın hukuk fakültesi öğretim veriyor. Sadece tıp fakültelerinde bir artış olmadı. Çünkü üniversitelerin tıp fakültesi alabilmeleri için yüklü bir miktarda yatırım gerekiyor. Diğer fakülteler böyle mi? Bir salon, masa, sandalye bir de ders verecek hoca oldu mu tamam. Sadece hukuk değil, öğretmenlik, mühendislik gibi alanlarda da şişme başladı.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) hukuk fakültelerini tercihe kriter getirdi. Sınavlarda ilk 150 binin içinde olanlar ancak hukuku seçebilecekler. Bu bir rahatlama sağlamayacak mı?
Bu karar bir adım ama yetersiz. Sadece hukuk değil, tıbba, öğretmenliğe, hukuka öğrenci alımı öyle kolay olmasın. 110’un üzerinde hukuk fakültesi var. Mezun olanları ne yapacaksın? Ayrıca mesleklerde alım için seçme getirildi. Bunu avukatlıkta niye yapmıyorsun? Hazırlanan yeni yasada sınavı da öngören bir madde var. AB yargı reformunu şart olarak gösteriyor. Bu faslı açıldığında Türkiye’nin önüne koyacak. Ekonomide olan şartlara uyuyorsun, kokoreç satılsın mı, satılmasın mı tartışıyorsun. Hala yargıda bir reform yok
Avukatlıkta bir seçme, bir sınav yok. Okulu bitiren bize başvurur, askıya çıkarırız. Yasa gereği bizde de askı var. 15 gün askıda kaldıktan sonra staj başlıyor. Kimseye gelme staj yapamazsın diyemiyorsun. Elinde diploması varsa staja alacaksın. Bir yıllık staj bitti mi avukatlık başlar. Bizim hiçbir yetkimiz yok. Şartta arayamayız, ölçüde koyamayız. Hukuk çok kolay dört duvar, dört sıra bir hoca oldu mu tamam. Hukuk üniversitelere prestij katıyor. Ancak diğer mesleklerde atama olması için bir sınav yapılıyor. Hakimler de sınavla alınıyor. Avukatlık niye böyle değil. Biz diyoruz ki bunun nu düzgün ölçülere bağlayın. Bir günlük avukat ya da hakim bir adamın ömür boyu ceza alabileceği davalara bakamasın. Bundan daha insani bir talep var mı?
Talat Bey, Erzurum’un durumu nasıl? Avukat sayısı fazla mı?
Erzurum Barosu’nun sayısı stajyerlerle birlikte 450’ye yakın. Biz bir de 40 civarında hakim verdik. Sınavı kazanan arkadaşlar hakim oldu. Avukat sayımız Erzurum için çok fazla. Yeterli iş potansiyeli yok.
İş potansiyelini konuşurken yeni bir uygulamayla tanıştık. Arabuluculuk sistemi. Erzurum’da da başladı. Adalet sisteminde yeni olan bu uygulama sizi nasıl etkileyecek?
Biz ‘Arabuluculuk sistemine tamamen karşıyız. Ama yapacak bir şeyimiz yok. Bu sistem bizi tamamen etkiliyor. Arabuluculuk dediğiniz sistem şu; Avukat eliyle mahkemelerde görülen özellikle iş davaları yargı dışı kalıyor. Çok daha düşük ücretlerle sorunları, anlaşmazlıkları çöz diyorsunuz. Bu bizim iş alanımızı daraltıyor, ortadan kaldırılıyor. Türkiye genelinde 800-900 bin dosyadan bahsediliyor. Bunlar bizim iş alanımız. İş davalarını arabuluculuk sistemine aktarıyorlar.
Peki arabulucu olmak için hangi şartlar aranıyor? Avukatlar da arabulucu olabiliyor mu?
Adalet Bakanlığı arabulucular için kurs düzenliyor. Fakülte mezunu olan herkes kursu başarıyla bitirdikten sonra arabulucu olabiliyor. Burada da bakanlık avukatlar için yanlış bir uygulama yapıyor. Her hangi bir fakülteyi bitirenler kurs sonucu arabulucu olurken, avukatlarda 5 yıllık hizmet şartı aranıyor. Bir günlük avukat bir adamın ömür boyu ceza alabileceği davalara bakabiliyor ama arabulucu olamıyor. Bu nasıl bir anlayış?
Sağlıkta dargelirliler için uygulanan ‘yeşilkart’ sisteminin bir benzeri adalet sisteminde de var? Dargelirli olan, avukat tutmaya gücü yetmeyenlere Baro olarak siz yardımcı oluyorsunuz. Bu konuda avukatların şikayetçi olduğu biliniyor. Sorun nereden kaynaklanıyor?
Kanunen bizim elimizde yürüyen hizmetler var. Bunlardan çok hoşnut olduğumuz söylenemez. Sosyal hukuk devleti gereği bizim üzerimize yüklenen görev var. Dargelirlilere avukat temini. Adalet Fonu üzerinden karşıladığımız hizmet. Giderleri devlet tarafından karşılanan fona sıkıntı yaşıyoruz. Özellikle ücret rejimi sıkıntılı. Fonlar yetersiz, sonuçta devletin parasıyla hizmet yapıyoruz. O fonlarla bu işler yürümez. Fon yetersizliği sebebiyle yargılama giderlerine katkıda bulunamıyoruz. Yönetmelik açık; diyor k; çok fakir durumda olana avukat tayin et ama yargılama giderlerine de yardım edin. Ama fon yetersizliği yüzünden yargılama giderlerine giremiyoruz. Harç gerektiğinde veremiyoruz. Bunları yapamayınca avukat ta boşa çıkıyor.
Bu fona sağlanan katkı ne kadar? Normalde bir kişilik ücret ne kadar olmalı?
Bir dava için 150 lira veriliyor. Ayrıca ilçelerin uzaklığına göre yol parası da veriyorlar. Bular yetersiz kalıyor. Devletin asgari ücret tarifesi var, mahkemelere göre ücret tarifelendirilmiş. Biz diyoruz ki devlet kendi tarifesine uysun. Tarifeyi belirliyor, ancak kendi uymuyor.
İhtiyaç sahibi vatandaşlara sağlanan hukuk hizmetindeki bu sorunu nasıl çözmeyi planlıyorsunuz?
Baro yönetimi olarak Vali bey ve belediye başkanlarımızdan randevu alacağız. Adalet Fonu üzerinden yaptığımız hukuk hizmeti ve gelinen durumu anlatan bir rapor sunarak yardım talep edeceğiz. Sağlık hizmeti ya da yardımlardan yararlanmak isteyenlerden istenen belgeleri biz da alıyoruz. Avukat tutamayacağını ifade eden bir kişiden tapu kaydı, fakirlik belgesi istiyoruz. Diğer yardım türlerinde de aynı şey geçerli. Valiliklerin, belediyelerin verdiği makarna yada diğer yardımlardan daha önemlidir hukuk yardımı. Biz dargelirlilere hukuk hizmetini sunmak için Adalet Fonu’na yardım isteyeceğiz. Vatandaşa hukuk yardım için destek isteyeceğiz. Ben isteyeceğim insanların hakkını hukukunu savunmak için yardım isteyeceğim. Makarna kadar insanların hukuk hakları yok mu? Sosyal devlet, sosyal hukuk devleti güzel. Ama bunun içinde en önemlisi hukuk, adalet…
Ne kadar katkıda bulunabilirlerse isteyeceğiz. Bizim için değil, vatandaşa yardım olmak için,
haklarını, hukuklarını koruyabilmek, avukatla takip edebilmelerini sağlamak gerekirse yargılama giderlerine katkıda bulunmaları için katkı isteyeceğiz. Sosyal hukuk devleti gereği isteyeceğiz. Eğer makarna lazım, hukuk lazım değil gibi bir noktadalarsa biz istemiyoruz. İnsanımıza makarna da kömürde lazım ama hukuk ta lazım. Hukuk herşeyi çözüyor. Özgürlüğünü koruyor, mal varlığını koruyor, kişisel ilişkilerini koruyor. İsteyenin bir yüzü…..
Talat bey bir da kapatılan ilçe adliyeleri var. Çok tartışılan, hatta muhalefetin seçim vaatleri arasına bile aldığı bu adliyelere sizin bakışınız nasıl?
Bana göre çok isabetli bir karar. Olaya şöyle bakmak lazım, İlçe adliyeleri verimliliği, etkinliği azaltıyor. Gücünüzü, kaynaklarınızı fiziki şartlarınızı bölüyorsunuz. Bazı ilçelerimiz var ki iş gücü fazla değil. Siz oraya hakim, savcı, katip, mübaşir görevlendiriyorsunuz. Benim bir önerim var. Adliyeler merkezlerde olsun. İnsanın dişi ağrıdığında müdahale için merkeze gelmiyor mu? Özgürlük daha mı az önemli? Her gün gel denmiyor ki. 2 ayda bir duruşma varsa gelinir. Ayrıca bazı ilçeler ağır ceza merkezi. Oralarda merkezi adliyeler oluşturulabilir. Merkezi adliye biçimine dönüştürülür işler daha da kolaylaşır.

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

Sitenin tüm hakları zirve2000.com'a ait olup, izinsiz alıntı yapmak yasaktır.