Deprem Dede lakabıyla anılan ünlü Profesör Ahmet Mete Işıkara, Büyük Marmara depreminin ardından söylemişti bu lafı.
Rahmetli her gün ekranlarda insanlara deprem gerçeğini hatırlatmış, ülkeyi karış karış gezip depreme karşı alınabilecek tedbirleri anlatmıştı…
Belediye başkanlarına mektuplar yazdı, üniversitelerde konferanslar verdi. Kentsel dönüşüm lafını Türkiye ilk onun ağzından duydu. Allah Rahmet eylesin, bugün yaşıyor olsaydı kim bilir daha neler söylerdi.
Deprem Dede’nin bir şeyler yapılsın diye kendini hırpaladığı günlerin üzerinden tam 21 yıl geçti. Biz hala aynı yerde, aynı şeyleri tekrarlıyoruz; Deprem değil bina öldürür.
***
Van depremi bu ülke için milat olmalıydı. Zira Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “İktidarıma bile mal olsa çıkaracağım” dediği Kentsel Dönüşüm Yasası çıktı.
Birçok şehirde riskli binalar yıkılarak yenileri yapıldı. Doğru yapılan da oldu yapılamayan da.
Kentsel dönüşüm adı altında belediyeler eski mahalleri yıkıp yerine sözde modern binalar yaptılar. Deprem gerçeğinden uzakta…
Daha kaç deprem aklımızı başımıza getirir bilmiyorum…
***
Van depremi sonrası hazırlanan bir rapor korkunç bir gerçeği ortaya koydu. Araştırmaya göre yıkılan binaların birçoğunun altı ekmek fırınıydı ve aşırı ısıya dayanamayan, kötü inşaa edilmiş binalar, insanlara mezar olmuştu. Üstelik bu binaların çoğu henüz birkaç sene önce yapılan apartmanlardı.
Erçiş’teki Ereksan apartmanı raporun omurgasını oluşturdu. Hatırlarsınız, hani küçük Azra’nın günler sonra göçükten çıkarıldığı onlarca insanın hayatını kaybettiği apartman…
***
2014 yılında Bakanlar Kurulu Kararıyla işyeri açma ve çalıştırma ruhsatlarına düzenlemeye gidildi. Nüfusu 100 binin üzerinde olan yerleşim yerlerinde bina altına fırın yapılamayacak, fırınlar müstakil olacaktı. Düzenleme Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından uygulamaya sokuldu.
Erzurum’da bu tarihten sonra 30’a yakın fırın açıldı ve açılmaya devam ediyor. Hepsi apartman altı, üstelik ruhsatsız ve kaçak…
Kaçak ve ruhsatsız diyorum çünkü bu fırınların çoğuna ‘unlu mamuller’ satışı üzerinden ruhsat verilmiş.
Bırakın haksız rekabeti, gıda güvenliğine aykırılığı; bu fırınlar her biri zaten gelişi güzel yapılmış binaların altını oyuyor. Koca apartmanı ayakta tutan kolonu kesmek ne ise insanların yaşadığı binaların altında fırın açmak aynı şey diyor uzmanlar.
İnşaat Mühendisleri Odaları rapor üzerine rapor hazırlıyor.
Fırıncılar Odası şikâyet üstüne şikâyette bulunuyor.
Ne bu raporları dikkate alan var, ne de bu fırınlara ne yapıyorsunuz diyen.
Madem devlet böyle bir yasa çıkardı, buna rağmen neden gereği yapılmıyor?
Bu tür fırınlara göz yummak, insan hayatı ile direk oynamak değil mi?
Önüne gelen bulduğu binanın altına fırın açıyor. Bu fırınlara pasa bezi, ekmek gramajı soran belediyeler, neden yasanın gereğini yapmıyor?
Tek suçlu fırınlar değil elbet ancak doğa da hatayı affetmiyor, deprem değil bina öldürüyor.