15 Temmuz gecesi suçüstü yakalanan FETÖ’nün bu ülkeye yaptığı zaman geçtikte çok daha net anlaşılıyor.

Terör örgütleriyle ortak hareket eden FETÖ’cülerin verdiği liste sonucu PKK’lı hainlerin MİT’in 52 ajanını bir günde infaz ettiği ortaya çıktı. Üstelik bu infazı MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın ifadeye çağrıldığı gün gerçekleştirdikleri de netleşti.

FETÖ’nün ülke üzerinde yaptığı operasyonlara bakınca geçmişteki fotoğraflar daha netleşiyor. Sözde Ergenekon davasına taktıkları Erzincan operasyonu, bunun en açık örneği. O tarihlerde FETÖ’nün ışık evlerini soruşturan dönemin Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’den haberdar olan FETÖ, Erzurum Adliyesi’ndeki itaatkâr Özel Yetkili Savcısı Osman Şanal’ı devreye sokmuş ve soruşturmaya el koymasını istemişti.

Savcı Şanal, abilerinden aldığı talimat üzerine derhal dosyanın Erzurum’a naklini istedi. İlhan Cihaner, “Bu rutin bir soruşturma, siz özel yetkilisiniz bu örgüt sizin kapsamınıza girmiyor” diye itiraz etse de…

Şu an FETÖ’den tutuklu olan Osman Şanal, o gün aslında tarihi bir itirafta bulunmuş, “ Hayır bu cemaat silahlı bir örgüttür, davaya biz bakacağız” demiş ve usulsüz olarak dosyayı Erzurum’a getirmişti. Ardından o dosyada hangi kurumun soruşturması varsa bunları tek tek gözaltına alıp tutuklatmıştı.

Gözden kaçmaması için tekrar yazıyorum, Osman Şanal o gün (amacı farklı olsa da) o kadar yanlışın içinde doğruyu söylemiş… Sırf gerçekleri ortaya çıkaracak Erzincan soruşturmasına engel olmak, terör örgütünü koruyup dosyayı sümen altı yapmak için FETÖ’nün silahlı terör örgütü olduğunu itiraf etmişti…

Erzincan MİT Bölge Müdürlüğü’ne operasyon yapan bu savcı, MİT’in o günkü sorumlusunu ve soruşturmayı yapan MİT elemanlarını gözaltına aldı. MİT binası ve lojmanlarda arama yapan savcı ve ekibi, tüm gizli belgelere de el koydu.

Erzurum Adliyesi’nde görülen davada Milli İstihbarat Teşkilatı’nın Erzincan ve bölgesindeki tüm gizli haber alma elemanlarını da tek tek, adres ve telefonları ile ifşa ettiler.

Tüm bu suçlar devletin mahkemelerinde açık açık yapıldı. Bende bir gazeteci olarak bu mahkemeleri bizzat takip etmiştim. O gün başta dönemin Erzincan Savcısı İlhan Cihaner ve tüm tutuklular; bu operasyonların devletin değil bizzat FETÖ’nün kumpası olduğunu ve türlü bahaneler ile arama yapılıp devletin gizli bilgilerine ulaşılarak terör örgütlerine servis edildiğini, avazları çıktığı kadar bağırdılar.

AFGANLILAR ERZURUMLU GENCİ BIÇAKLADI

Hatta ilhan Cihaner’in Avukatı Turgut Kazan, Erzurum Adliyesi önünde Osman Şanal ve ekibini açık açık militan olmakla suçlamış, hakkında dava açılmıştı.

İlhan Cihaner’in alevi olduğu için ışık evlerini hedef seçtiği iddiası üzerine kayıtlara geçti mi bilmiyorum ama Cihaner şu savunmayı yapmıştı;

“ Bizim kim olduğumuz belli, tarafımız belli, biz bu ülkeyi sevmekten başka görevimizi yapmaktan başka suç işlemedik. Ama siz kimsiniz, biz bunu bilmiyoruz. Ben Allaha inanırım, gün gelecek siz bizim yerimizde bizde sizin yerinizde olacağız. Ama umut ederim ki bu ülke adına bu manzara için geç kalınmaz. Tüm mahrem, hayati önem arz eden belge ve bilgileri ifşa ettiniz.”

Evet, ifade aşağı yukarı böyleydi. Bu yazdıklarım görülen davanın en az kısmıydı. Bunların PKK ile iş tutması yeni değildi. Eğer o günlerde 3. Ordu Komutanı Saldıray Berk bunların karşısında direnmeyip kışlanın kapılarını açsaydı kim bilir daha hangi belgelere ulaşıp PKK’ya hangi bilgileri servis edeceklerdi…

HSYK’nın son anda özel yetkilerini aldığı Antalyalı Osman Şanal için Erzurumluları sokağa döken FETÖ, Erzurumlu ordu komutanı Saldıray Berk Paşa’nın yakalanıp hesap vermesi için Erzurum Adliyesi önünde gösteri yaptırıp, slogan attırdı.

Bugün İlhan Cihaner’in söylediği oldu. Dün terör estirenler bugün parmaklıklar ardında. Ancak Osman Şanal ve o gün ki saz arkadaşlarının yargılanması çok daha fazla titizlikle yapılmadı. Erzincan’da el koydukları doküman ve belgeler ile ifşa ettikleri istihbarat elemanlarının akıbetleri açığa çıkarılmalı.

Gerekirse operasyon ve mahkemeleri takip eden gazeteciler ile tutuklu yakınları, dinlenilmeli.