Erzurum/zirve2000 Geçtiğimiz hafta tanıtımı yapılan Oltu Cağı Et Entegre Kırmız Et ve Parçalama Tesisi Projesi, gündeme ham madde sıkıntısını getirdi. Sektörün önde gelen isimleri projenin hayatiyete geçmesinin bölgede hayvan sayısının artırılması ile mümkün olacağını savunuyorlar.
Manolya BULUT-PUSULA
Oltu Cağı Et Entegre Kırmız Et ve Parçalama Tesisi Projesi ile günlük 250 koyun kesimi ve 5 ton kapasiteli üretim yapılarak ulusal pazarın cağ kebabı ihtiyacının karşılanması hedefleniyor. MÜSİAD’ın destek verdiği yaklaşık 10 milyon liraya mal olacak projeyle ülkedeki cağ kebabı lokantalarına hazır şişler halinde ve zincir marketlere pişirilmiş cağ kebabı, paketlenmiş sakatat ürünleri sunabilecek bir tesis kurulacak.
İstihdama katkı sağlayacak proje gündeme ham madde sıkıntısını getirdi. Erzurum ve Türkiye’de isim yapmış Cağ kebap ve döner sektörünün önemli isimleri projenin markalaşma yolunda önemli bir adım olduğunu ifade ederek öncelikle ham madde sorununa çözüm bulunması gerektiğini ifade ettiler.
Mikail Emeç: Dönerci Hacı Baba
Erzurum ve bölge olarak mutlaka yerli ırkımıza sahip çıkmalıyız. Kasaplardan aldığımız etlerin çoğu şehir dışından temin ediliyor. Bizim ürünlerimiz her küçükbaş hayvandan olmuyor. O etin bir özelliği var. Bizim bölgemizde bulunan yerli ırk olan mor koyun, cağ kebabı ve döner için en ideal ırk. Öncelikle mor koyun ırkının yetiştirilmesini artırmak için proje üretmek lazım. Yalnızca Erzurum’da değil bu ırkın yetiştirilmesi için çevre illeri de bu projeye katmak lazım, söz konusu sayı çok fazla çünkü. Bir işletmenin Ayda 250-300 koyun tükettiğini göz önüne alırsak yalnızca Erzurum için büyük miktarda mor koyuna ihtiyacımız var. Hele hele ülke çapında bir girişim yapılacak ise bu sayı çok çok artar. Öncelikle yerli ırkın artırılması elzem.
Muammer Usta: (Muammer Tanhaş)
Erzurum’da bir taş üstüne taş koyandan Allah bin defa razı olsun. Üretmek, istihdam sağlamak bölgemiz açısından hayati önem arz ediyor. Bu anlamda yapılacak projelerin her zaman destekçisi oluruz. Ancak lezzet bizim için çok önemli. Her esnaf aynı eti kullanır ise restorana özel lezzet nasıl ortaya çıkacak? Her birimizin ayrı kasap ve ustaları var. Ustaların mahareti, etin kalitesi cağa lezzet katıyor. Haliyle hazır cağa Erzurum esnafı sıcak bakmayacaktır.
Bütün bunların yanı sıra asıl önemli olan bizim küçükbaş hayvan rezervimiz yok şehrimizde. Kasaplar şu an için talebi karşılamakta zorlanıyorlar. Zaman zaman şehir dışından hayvan temin ediliyor. Hal böyle olunca öncelikle bu sorunun çözülmesi gerekiyor. Şehrimizde yetiştirilen küçükbaş hayvanlar yetersiz. Bu konuda çalışma yapmak gerekir. Hayvan sayısının artırılması arkasında bu tür projeleri getirecektir.
Hedef 1 milyon küçükbaş
Türkiye pazarına Oltu cağ kebabını pazarlayacaklarını ifade eden MÜSİAD Erzurum Şube Başkanı Fuat Demir ise, “ Oltu cağ kebabının standartlarını da yükselteceğiz. Projenin faaliyete geçmesi 18 ayı bulacak. 1-2 ay içinde temel atılmasını planlıyoruz. Bu 18 ay içerisinde de hammadde sorunu çözülebilir. Böyle bir tesisi projelendirmeden önce fizibilite raporları oluşturup inceledik. Hayvancılığı canlandırmak istiyoruz, Torku modeli gibi bir yol izlenebilir. 1 milyon küçükbaş hedefini biz de önümüze koyduk. Çiftçi, tarım kooperatifleri kanalıyla bunun sağlanabileceğini düşünüyoruz. Sözleşmeli çiftçi modeli de izlenebilir. Tarım Bakanlığı’ndan bu konuda bir talebimiz var. Devletin teşviki köylüye değil işverene olmalı. Köylüye sosyal güvence sağlanabilir” diye konuştu.
Tesisin iki ay içerisinde temelini atmayı ve faaliyete geçene kadar Erzurum’daki hayvancılığı canlandırarak ham madde ihtiyacını gidermeyi hedeflediklerini belirten Demir, “Yapacağımız yatırım özellikle bölgesel ve kırsal kalkınmayı sağlamayı hedefliyor. İstihdam, ülke ekonomisine katkı, tarım ve hayvancılığı kalkındırmak amacımız. Erzurum’da hayvancılık yıllarca alt yapı olmadan yapılmaya çalışıldı. İnsanları hayvancılığa yönlendirmek istiyoruz” diye konuştu.
Teşviklerle küçükbaş hayvancılığın artırılabileceğini belirten Demir, “Bölgeyi kalkındırmak istiyorsak üreticinin pazar sıkıntısı yaşamaması gerekiyor. Devlet ve iş dünyasına görev düşüyor, ortak hareket etmemiz lazım. Vatandaştan ricam yerli sermayeye sahip olsunlar, yerli iş adamına sahip çıksınlar. Biz her türlü fedakârlığa hazırız, yabancıyı buraya getirmek çok zor.Bu ortak bir proje, hep birlikte seferber olalım ” ifadelerini kullandı.
Dışarıdan hayvan gelmeyecek
Tesiste ham maddenin diğer illerden karşılanmayacağının altını çizen Demir şöyle konuştu:
“Çoruh Havzası üzerinde kuzey ilçelerimizin de içinde bulunduğu ve üç ili kapsayan bir tesisten söz ediyoruz. Yaklaşık yedi aydır da araştırmasını yapıyoruz, Bayburt, Artvin ve Erzurum’un kesiştiği bir konumda. Bizim amacımız dışarıdan hayvan getirip burada işlemek değil. Amacımız burada insanlara hayvancılığı aşılamak, geliştirmek. Bazı illerden bunu karşılayabilirdik. Bunu sıkıntı olarak görmedik. Belki ilk başlarda zorlanabiliriz. Ama olacağına inanıyorum. Olumsuz düşünmüyoruz. İnsanları doğru yolla teşvik edeceğiz”
Marka haline gelebilir
Tesiste doğrudan 120 kişiye, dolaylı yoldan da 750 kişiye istihdam sağlanacak. Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu ile çalışmalarımız var. Onlar da projeyle ilgilendiler. Hibe yoluyla çiftçiye küçükbaş için ağıl desteği sağlanacak. Diğer finans kuruluşları ile de görüşüyoruz. Yapılacak cağlar şişler halinde ambalajlanarak Türkiye piyasasına satılacak. Kıyma döner yapılıyor mesela. Soğuk hava zinciri ile raflarda yerini alacak. Marka haline gelebilir. İstanbul’da da Oltu’da da yediğiniz cağ aynı olacak.”