Erzurum/zirve2000 Türkiye Büyükelçisi Adnan Keçeci Cezayir’de kaldığımız otele gelerek hoş geldin ziyaretinde bulunuyor. Akşam yemeğinde bizimle birlikte oluyor. Yemekten sonra ekip erkenden odalarına dinlenmeye çekiliyor, yarın önemli bir gün.
Basının yoğun ilgisi
Odama çıktığımda Cezayir ile ilgili bilgiler toparlamaya çalışıyorum. Biz gitmeden önce basında çıkan haberleri kontrol ederken Cezayirli yöneticilerin bu işi oldukça ciddiye aldıklarına şahit oluyorum. Gazete ve televizyonlarda Türk iş adamlarının ülkeye geleceğinin haberleri yer alıyor. Sabah toplantının yapılacağı salona girdiğimizde basının yoğun ilgisi ile karşılaşıyoruz. DAİB Başkanı Cemal Şengel ile röportaj yapmak için adeta birbirleri ile yarışıyor gazeteciler.
Cezayir resmi televizyonuna röportaj veren Başkan Şengel, “ Birlikte neler yapabiliriz onun araştırmasını yapıyoruz. Cezayir’i çok önemsiyoruz. Çünkü bu bölgede yükselen yıldız Cezayir. Böyle olunca iki ülke ticaretçilerinin bir araya gelerek birlikte neler yapılabilir, karşılıklı ticaretimizi nasıl geliştiririz, kazan kazan şeklinde tek taraflı değil iki taraflı çıkarların korunacağı görüşmelerin yapılacağı ortamı sağladık. Bizler buraya yalnızca mal satmaya gelmedik. Buradaki kardeşlerimiz ile birlikte nasıl yatırım yapabiliriz, bunun fikir fırtınasını yapacağız. Buradaki dostlarımızı da Türkiye’ye davet edeceğiz. Biz biriz ve beraberiz, dünya görüşümüz, bakış tarzımız, köklerimiz aynı. Birlikte daha refah seviyeye ulaşmayı hedefliyoruz” dedi.
Toplantıya 160 Cezayirli firma katıldı
Cezayir’deki ticari görüşmelere firmaların katılımı Tunus’tan çok daha fazla oldu. Girişte katılımcı firmaların imzaladığı tutanaklara göre 160 firma Türk işadamları ile görüşmek için programa dahil oldu.
Cezayir Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliği Başkanı Salah Saullah yaptığı konuşmada bu organizasyonu çok önemsediklerini belirtti. Cezayir ve Türkiye’nin her zaman kardeş olduğunu ifade eden Saullah, “ Biz bu toplantıyı Türkiye ile iş yapmak, iş birliği için bir kapı olarak görüyoruz. Türkiye tüm Afrika için güçlü bir hedef. Bu toplantı Tayyip Erdoğan Bey’in buraya gelmesinden sonra oldu. Sayın Erdoğan 29 Kasım’da buraya geldi, Başbakanımız ile görüştü. Bakanlarımız ile görüşerek anlaşmalar yaptı, bizler çok mutlu olduk. Bu anlaşmaları devam ettirmek istiyoruz. Bu toplantıda bunun bir göstergesidir. Biz her zaman tüccarları ve iş adamlarını savunuyoruz. Cezayir ekonomisi için bu şarttır. Yerli ekonomiyi savunuyoruz ve destek veriyoruz. Bu toplantılar tecrübeli Türk işadamları ile işbirliği yapmamızı sağlayacak. Türkler Cezayir ekonomisinin iyi yolda olduğunu iyi biliyorlar. Toplantının çok başarılı olacağını ümit ediyorum. Türkiye’de ekonomi çok ilerledi. Bizler Türkiye’yi örnek alıyoruz ve onun gibi yapmak istiyoruz” diye konuştu.
Şengel’in konuşması ayakta alkışlandı
Fransızca yapılan konuşmaların ardından söz alan Doğu Anadolu İhracatçılar Birliği Başkanı Cemal Şengel ise, “ Nazik, kibar, misafirperver Cezayir halkına ülkem adına teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Aynı zamanda değerli basın mensuplarına da gösterdikleri ilgiden dolayı teşekkür ediyorum. Biz Cezayir halkını birlikte bütün olarak kabul ediyoruz. Kardeşiz, çünkü yıllarca iç içe birlikte bütün olarak yaşamışız. Dünya konjoktüründe birlikte kalkınacağımıza inanıyoruz. İki ülkenin büyükleri anlaştı ve bizim yollarımızı açtılar, bundan sonrası bizlere kalmış. Bundan sonra bizler bu oluşumları ilerleterek, iki ülke ticaretini artırmamız gerekir. Türkiye’nin gayesi yalnızca Cezayir’e mal satmak değildir. Türk Hükümetinin, Başbakanının ve Cumhurbaşkanımızın politikası Cezayir gibi kardeş ülkeler ile birlikte aynı anda kalkınmaktır. Bu güç birlikteliğini de bizlerin yapması gerekir. İkili görüşmelerde tüccar arkadaşlarımız görüşecekler ve fikir alışverişi yapacaklar. Bundan sonrada aynı şekilde bu heyeti alım heyeti olarak tüm masrafları bizler karşılamak üzere Türkiye’ye davet edeceğiz. İnşallah verimli görüşmeler olur” diye konuştu. DAİB Başkanı Şengel’in konuşması salonda bulunan Cezayirli işadamları tarafından ayakta alkışlandı.
Konuşmaların ardından ikili ticari görüşmelere geçildi. Kurulan stantlarda ürünler sergilendi. İş adamlarının masalarında tercümanlar sürekli görev aldı. Disiplinli ve iyi organize edilmiş toplantı planlanandan uzun sürdü. Cezayirli işadamları Doğulu meslektaşları ile görüşmek, ticaret yapmak için adeta birbirleri ile yarıştı. Gıda sektöründe faaliyet gösteren grup yanlarında getirdikleri ürünleri tattırmayı ihmal etmedi. Karşılıklı kartvizitler alındı, bağlantılar kuruldu. Cezayirli meslektaşlarım bu arada benimle de röportaj yapmak, özellikle Erzurum hakkında görüş vermemi istediler. Dilimin döndüğü kadar şehrimizi, Palandökeni ve kış turizmini anlattım. Genelde tatillerini Avrupa’da geçiren zengin Cezayirlileri Palandöken’e davet ettim.
Toplantının ardından öğlen yemeği için otantik bir restorana geçiyoruz. Osmanlı kültürü ile Arap kültürünün izlerini taşıyan yemekte, özellikle orta yaşlı Erzurumluların yakından tanıyacağı tirit yemeği ikram ediliyor. Yemek sonrası Cezayir’in meşhur yaş hurmalarında tatma imkanı buluyoruz.
Yemekten sonra şehri tura çıkıyoruz. Maddi imkanların bol olduğu fakir bir ülke Cezayir. Yıllarca Fransızların sömürdüğü topraklar, bağımsızlığa kavuşmasının ardından hala toparlanamamış. Onlarca yıl uygulanan asimilasyon politikaları nedeni ile konuşulan dil Fransızca. Arapça konuşmanın bir zamanlar yasak olduğu ülkede yöneticiler Arabistan’dan öğretmenler getirerek Arapça dil kursları düzenlemiş. Gençler Arapçadan ziyade Fransızca konuşmayı tercih ediyorlar. Resmi dairelerde de durum aynı.
Bağımsızlığın bedeli
Çok canlar yakılmış, kanlar dökülmüş ülkede. Bağımsızlıklarını kazanmak için Türkleri örnek alan Cezayirliler, sömürgelikten kurtulmanın bedelini çok ağır ödemişler. Milyonlarca kişi hayatını kaybetmiş, çıkan olaylarda. Fransızlar protesto gösterilerinin yapıldığı kalabalık grupların üzerlerine helikopterlerden insanları atmış, canlı canlı. Ancak bu bile bağımsızlık meşalesinin yanmasına mani olamamış.
Osmanlı sevgisi
Ülkedeki, “Türk-Cezayir Dostluk Derneği” üyelerinin neredeyse tamamı Osmanlı’dan gelme. Derneğin, Türk kökenli 3 bin üyesi var. Ayrıca, Cezayir’de, Türkiye’nin rakamlarına göre 600 bin, Fransa’ya göre ise 2 milyon Türk asıllı insan yaşıyor. Başkent Cezayir’in üç büyük hastanesinin adı da Türk adı taşıyor: İstanbullu, İzmirli ve Mustafa Paşa. Türk isimleri ayrıca soy isimleri olarak da yaşıyor. Barbaros, Hayreddin, Uluçali ve Osmanî gibi soy isimlerinin yanı sıra, Hazneci, Demirci, Başterzi, Silahtar gibi Osmanlı’dan kalma meslek adları da aile isimleri olarak gururla taşınıyor. Üç asır Osmanlı idaresinde kalan Cezayir’de o devre ait eserler ve gelenekler canlılığını hala korumaktadır. 3 asır boyunca Osmanlı ile iç içe yaşayan Cezayir, bugün bile o büyük imparatorluğun izlerini taşıyor. O muhteşem günlerin etkisinden kurtulamayan Cezayir halkı, Osmanlı düzeninin tekrar canlandırılmasını arzu ediyor.
Akşamüzeri Türk Büyükelçiliğini ziyaret ediyoruz. Büyükelçi Adnan Keçeci bizleri kapıda karşılıyor. Demleme çaylarımızı yudumlarken Türkiye Cezayir ilişkileri ve Türk işadamlarının yatırımları hakkında sohbet ediyoruz. Ticaret hacmimiz gün geçtikçe artıyormuş bu ülkede. Öyle ki yakında bir Türk firması 5 milyar dolarlık bir yatırım yapacakmış Cezayir’e. Ticaret Müsteşarı Barbaros Tuna Erdem Bey göreve yeni başlamış. Daha önce Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan Başbakan iken protokol müdürlüğünde görev almış bir diplomat. Erzurum’dan ticari bir heyetin geleceğini duyduğunda oldukça heyecanlandığını anlatıyor. Erdem, ‘Doğulu işadamları Cezayir’e kadar ticaret yapmaya geliyorsa bu ülkemizin büyüdüğünü ve artık kabuğunu kırdığını gösteriyor’ diye konuşuyor. Göreve geldiğinde personele verdiği ilk talimatın ‘ Kapımızı çalan her Türk vatandaşının sıkıntılarını dinleyecek, çözüm bulacaksınız. Gece kaç olursa olsun görüşmek isterlerse bana haber vereceksiniz. Bir tek kişinin geri çevrildiğini görürsem kovarım’ ifadeleri bizleri gururlandırıyor. Amerikan filmlerindeki konsolosluk sahneleri gözümün önünden geçiyor.
Hoş sohbetin ardından Valimiz Ahmet Altıparmak ve DAİB Başkanı Cemal Şengel, Büyükelçi Adnan Keçeci Bey’e hediyeler takdim ediyor. Ertesi sabah Türkiye’ye döneceğiz. İzin isteyerek otelimize dönüyoruz.
Barbaros’un caminde Cuma Namazı
Ertesi sabah şehri tura çıkıyoruz. Yolumuzun üzerinde hurma satan bir dükkâna girerek yöreye özgü meşhur ıslak hurmalardan alıyoruz. Cuma namazını Barbaros camide kılıyoruz. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ve Barbaros’un yazlık sarayının hemen yanında yer alan cami tıklım tıklım. Yer bulmakta güçlük çekiyoruz. Ekibin bir kısmı hemen yüz metre aşağıdaki Osmanlı dönemine ait camide kılmayı tercih ediyor. Cuma hutbesi Tunus ve Cezayir’de oldukça uzun. Bizdekinin aksine yaklaşık bir saat sürüyor. Namazdan sonra havalimanına doğru yola çıkıyoruz. Uçakta Başkan Şengel’e gezi ile alakalı görüşlerini soruyorum. Cezayir’de ki organizasyona 160 firma iştirak etmiş. Bunlardan 10’u uluslar arası düzeyde büyük firmalarmış. Verimli bir gezi olduğunu, memnun ayrıldıklarını söylüyor. Bağlantılar kurulmuş. Alım heyeti olarak Cezayirli işadamları da Türkiye’ye gelecekmiş.
Hadi hayırlısı olsun diyoruz… SON…..
Cihat İNCESU / PUSULA-ÖZEL