Cuma günü Köprüköy’de meydana gelen 5. 1 şiddetindeki depremin ardından bölge dün 4,7 ile yeniden sallandı. Alınan tedbirler, boşaltılan evler sayesinde şükür ciddi bir sıkıntı yaşanmadı. Ancak Erzurum, son günlerdeki sarsıntılar ile bir kez daha deprem gerçeği ile yüzleşti.
Kuzey Anadolu fay hattının geçtiği bölge, geçmişte de canımızı yakmıştı. 30 Ekim 1983 yılında merkez üssü Horasan ve Köprüköy olan 6,9 şiddetindeki depremde bin 155 kişi hayatını kaybetmiş, 537 kişi de yaralanmıştı. Depremde 30 bine yakın hayvan telef olmuş, 4 bine yakın bina yıkılmıştı.
***
Son depremler çok şükür ucuz atlatıldı ancak bir kez daha depreme ne kadar hazırlıklıyız sorusunu gündeme getirdi.
Sahi depreme ne kadar hazırlıklıyız?
Bunun için uzman görüşü falan almaya lüzum yok.
Görünen köy kılavuz istemez.
Elbette kentsel dönüşüm alanları oluşturuldu. Ancak kimse kusura bakmasın ama yapılan bu çalışmalarda deprem gerçeği ön planda tutulmadı.
***
3.derecede deprem kuşağında yer alan Erzurum, AFAD’ın hazırladığı son deprem haritasında ikinci sıraya yükseldi.
Sadece bu gelişme bile uykularımızı kaçırmamıza, gece gündüz demeden binaları dönüştürmemize neden olması gerekirdi.
Hem AFAD raporları hem de Çevre ve Şehircilik ve iklim Bakanlığı’nın raporları ortada. Şehir de binlerce bina deprem riski ile karşı karşıya.
***
2011 yılında yaşanan Van depreminin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “İktidarımıza mal olsa da kentsel dönüşüm yasasını çıkaracağız” demiş ve 2012 yılında 6306 sayılı yasa Meclis’ten hızla geçirilmişti. Depreme çare olur diye beklenen yasa ne yazık ki bu şuurla değil, rant kaygısı ile inşa edildi.
Allah aşkına dönün şu şehrin haline bir bakın. Palandöken ilçesindeki binalar bizi yıkın diye bas bas bağırıyor. Sadece bu ilçede 10 binden fazla bina ömrünü tamamlamış durumda.
Şehir merkezinde Çaykara İş Merkezi’nin yıkım kararı var ama bir türlü uygulamaya geçilemiyor…
Yine AFAD’ın hazırladığı İl Afet Risk Azaltma Planında Erzurum kent merkezi dahil bir çok bölgede insanlara mezar olacak binalara dikkat çekiliyor.
Bugüne kadar şehir merkezinde yıkıcı bir deprem olmadığı gerçeği bizi rahatlatmamalı. Zira bilimsel yayınlar pek de öyle demiyor. Yerleşime açılan yeni bölgelerin zemininde sıvılaşmanın yaşanarak depreme davetiye çıkardığı raporlarda net bir biçimde yer alıyor.