Seçimle gelen seçimle gitsin, elbette demokrasinin gereği budur. Millet iradesinin üzerinde hiçbir şey yoktur. AK Parti’nin belediye başkanlarını tek tek istifa ettirme girişimi ile bu tartışma ülkede bir kez daha alevlendi.
2019 için değişim diyerek düğmeye basan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partiye oy kaybettirecek hiç kimsenin gözünün yaşına bakmayacak.
Peki, AK Parti’nin görevden almaları demokrasi dışımı? Sistem gereği evet, görüntü olarak demokrasiye son derece aykırı bir durum. Ancak burada önemli bin nüans var. Oda bu isimlerin gitmesini isteyen zaten vatandaş. Yani onu iş başına getiren de gitmesini isteyen de aynı.
Aylardır başta büyükşehir belediye başkanları olmak üzere bazı isimlerin istifasının istendiği tartışılıyor. Hatta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve bazı belediye başkanları da istifa etti.
Hiç o kentlerde vatandaşın sokaklara döküldüğünü, eylem yaptığını ve ‘bizim irademizin önüne nasıl geçersiniz’ dendiğini duydunuz mu? Yok, çünkü zaten vatandaşın talebi bu yönde. Öyle ki bazı belediye başkanlarının hala niye o koltuklarda oturduğunu eleştirende yine milli irade.
Bu istifa ettirmeler ya da görevden almalar AK Parti için sıkıntılı bir durum. Bu yöneticilerin görevlerine son vermek, bir anlamda partinin başarısızlığı kabul etmesi anlamına geliyor.
Kaldı ki ülkenin birçok yerinde seçmen kişiye değil, partiye oy veriyor. Yani açık ifade ile seçmen oyu adaya değil direk Tayyip Erdoğan’a veriyor.
Çok ama çok az isim var kendi kitlesi ile seçime gidip, partinin üstünde oy alan. Batı’da görevden alma sistemi belki tartışılıyordur ama Doğu’da durum tam tersi olarak görülüyor.
Cumhurbaşkanının bu hareketi alkışlanıyor, beğeniliyor.
İyi de kimin gideceğine, kimin kalacağına nasıl karar veriliyor? Cumhurbaşkanı her halde bunu sevmiyorum, bu gitsin, bu kalsın yapmıyordur. Zaten o isimleri iş başına getirende kendisi değil mi?
İstifası istenen belediye başkanlarının kaçının ihanet ile ilgisi var? Kaçı FETÖ’ye öyle ya da böyle bulaşmış, bilinmiyor. Ama gidecek isimleri belirleyecek en önemli veriyi, kısa bir süre önce yerel yönetim performanslarını ölçen anketler gösteriliyor.
Anketlere göre birçok büyükşehirde memnuniyet oranı % 20- 30’larda kalmış durumda. 15 yıldır iktidarda olan AK Parti için bu sonuçlar sonun başlangıcı niteliğinde.
Bu sinyali alan Cumhurbaşkanı, sadece anketlerle yetinmedi ve anketlerin sonucuna göre illere nabız tutması için ekipler gönderdi. Bir kaç kişiden oluşan ekipler bu bölgelerde nabız tuttu ve rapor partiye gitmeden direk Cumhurbaşkanına sunuldu.
Bugün istifası istenen isimler Ankara, Bursa ve Balıkesir üzerinden yürüse de önümüzdeki süreçte çok sürpriz istifalar yaşanabilir.
AK Parti’nin bir başka üzerinde durduğu konu ise istifası istenen belediye başkanlarının FETÖ algısı üzerinden zarar görmemesi. Zira bu algının sadece belediye başkanlarını değil partiyi de kamu önünde zora sokacağı öngörülüyor.
Aslında bu endişe toplumda aksine bir temizlik olarak görülüyor. Hatta kamuoyu sadece yerel yönetimlerde değil Meclis’e de uzanmasını istiyor. Üstelik bu işlerin 2019’dan önce yapılmasını talep ediliyor.