Şifa Hastanesi’nin kapatılma kararı beni üzmüştü. O dönem, “Keşke devlet burayı kapatmadan başka bir işletmeciye devretseydi” diye düşünmüştüm. Çünkü gayet iyi hizmet veriyordu, bir özel hastanede aranan her şey vardı. Sıfır zaman kaybı, çabuk teşhis ve uzman hekimler insana güven veriyordu. Mekânın temizliği, sistemin doğru işlemesi vs.

Bu nedenle ‘devlet bu hastaneyi o terör örgütünün elinden kurtarıp, yine özel hastane statüsünde başka bir hastaneye devretmeli’ görüşünü savundum.

Fakat gelin görün ki her zaman gördüğünüz şey doğru çıkmıyormuş. Adı şifa olan bu hastane devletten trilyonlarca lira kredi almış ve o paralarla kurulmuş. Hastanenin Erzurum şubesine İzmir merkez hastanenin ikinci el cihazları aktarılmış. Alınan kredinin cüzi kısmı ödenmiş gerisi devletin malı deniz denmiş, zarar ediyoruz gerekçesiyle ödenmemiş.

17- 25 Aralık darbe girişimine kadar gerek yurt içi gerekse yurt dışından gelen hastaların üzerinden paraya para demeyen Şifa Hastanesi, bu tarihten sonra kan kaybetmeye başlamış. Hasta potansiyeli yüksek olan doktorlar hastaneye rest çekip ayrılmış. Hastanenin yurt dışında bulunan büroları o ülkenin hükümetleri tarafından kapatılmış ve hastane zarar etmeye başlamış.

Darbeyi biliyorlarmış
Hastane zarar etmesine rağmen 4 yıl boyunca ayakta kalan ve 17-25 Aralık sonrası sözleşmeleri iptal edilmeyen ancak 2016 yılının ilk ayında bakanlıkla sözleşmesinin fesh edilmesinin ardından kapatılan hastaneye çok sayıda talipli çıkmış. FETÖ, büyük meblağlar teklif edilmesine rağmen bu hastaneyi devretmeyi asla kabul etmemiş. Çünkü eğer hainlikleri iş yaparsa geri döneriz hesabı yapılmış.

17- 25 Aralık sonrası bunların sözleşmeleri neden iptal edilmemiş diye sorarsanız orasını en azından ben bilmiyorum.

Hastanenin kapatılacağı gün çalışanları ile hastane önünde duygu sömürüsü yapan FETÖ’cüler, o gün 15 Temmuz’da darbe girişimi olacağını biliyorlarmış. Zira çalışanlarına “Üzülmeyin hastanenin kapısına geçici olarak kilit vuruyoruz. Ağustos’ta çok daha güçlü geleceğiz” denmiş. Birçok çalışanın tazminatı dahi ödenmezken, üst düzey yöneticilerin maaşları 15 Temmuz’a kadar tıkır tıkır ödenmiş.

AFGANLILAR ERZURUMLU GENCİ BIÇAKLADI

Hain planlardan haberdar olan ve Ağustos’ta geri geleceklerini düşünen örgüt yöneticileri, 15 Temmuz darbe girişiminin başarılı olacağından o kadar eminmiş ki bu nedenle hastanenin satışını akıllarından bile geçirmemişler.

Hastane yurt dışı ihaleleri için kullanılmış
FETÖ’nün Türk Cumhuriyetleri’nde yaptığı ticaret herkesin malumu. Örgüte yakın şirketler Nahcivan ve Bakü ile trilyonluk ticarete imza atıyordu. Bu ülkelerdeki okullar devede kulak kalırdı.

Azerbaycan’da gazete dahi çıkaran terör örgütü, hükümet üyelerini ve ailelerini Erzurum’daki hastanelerde tedavi edip şirketlerin o ülkede iş yapması için aracı oluyordu. 17-25 Aralık sonrası bu örgüte tavır alan Nahcivan ve Bakü Hükümetleri sadece onlara ait okulları kapatmakla kalmadı, devlet ihalesi alan FETÖ’nün firmalarını da kapı dışarı etti.

Şimdi bakanlık büro açacak
Şifa Hastanelerinin şubesini Erzurum’da açan FETÖ, aynı anda birer büro da Nahcivan ve Bakü’ye açtı. Bu bürolara gelen hastaları şikâyetlerine göre hastanelere ve direkt o işin uzmanı doktorlara sevk ediyorlardı. Hastane en büyük vurgunu kardiyoloji ve kalp damar hastaları üzerinden yaptı.

Erzurum’un sağlık turizmindeki potansiyelini göz önünde bulunduran Sağlık Bakanlığı bu merkezlerde büro açmaya hazırlanıyor. FETÖ’nün sömürdüğü Azeriler şimdi Türkiye Cumhuriyeti’nin gerçek şifalı yüzü ile tanışacak.