Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar ile yolumuz Vuslat Platformu’nun düzenlediği 6. Abant Buluşmasında, “Yeni Dünya Düzeni ve Geleceğin Haritası” konferanslarında kesişti.
Abant buluşmasında çok değerli konular, dünyaca ünlü uzmanları tarafından masaya yatırıldı. Bunlardan biri de, “Savunma Sanayinin Önemi ve Dünya’ya Nizam Vermedeki Gücü” Adlı söyleşiydi. Üniversiteli gençlerin yoğunlukta olduğu yaklaşık 650 katılımcı, üç gün süren bu konferansları nefesini tutarak izlediler, bende öyle.
Selçuk Bayraktar’a gösterilen ilginin eğer Başkan Erdoğan’ın damadı olduğu için sanıyorsanız yanılırsınız. Çünkü genç yaşına rağmen aldığı yol, aştığı dağlar her genç mühendis adayına örnek olacak cinsten. Kendisini dinlerken genç nüfusa sahip ülkemde gençlerin Türkiye’nin gelecekte neler başarabileceğine dair ümitlerim kat be kat arttı.
Hani şu terörün korkulu rüyası İHA ve SİHA’lar var ya işte onları tasarlayıp hayata geçiren ve PKK’nın ülke içinde ve dışında belinin kırılmasında önemli rol oynayan kişi Selçuk Bayraktar.
O ve ekibinin tasarladığı insansız hava araçları sayesinde ülkenin sınırları BBG evine benzedi. Artık teröristler göz açamaz hale geldi. Zeytindalı Harekâtı’nda Mehmetçiğe birçok üstünlük sağlayan bu insansız hava araçlarının hikâyesini kendi ağzından dinledim.
Bu araçları oluşturabilmek için 3 yıl kesintisiz Güneydoğu ve ülkenin yanı başında ki sınır ötesinde kaldığını anlatan Bayraktar, ülkenin terörle mücadelesine birebir şahit olmuş. 2004 yılında bir avuç genç mühendis ile arazide TSK’ya sunum yapan bu genç ve arkadaşları, bugün olmaz denileni yaptı ve yüzde yüz yerli insansız araçları üretti.
Sunum sonrası Bayraktar ile biraya geldik. ‘İnsansız hava araçlarının yazılımını Türkiye’ye ait olmadığını iddia edenler var’ diye bir soru yönettim kendisine. Hani küplere bindi desem abartmamış olmam. Gözlerinin içindeki göz bebekleri büyüdü, “Olamaz böyle bir iddia, bunun zerre kadar tartışmaya açılacak yanı yok. Eğer bunların yazılımını biz yapmasak Allah korusun kendimizin ürettiği insansız hava araçları direk gelir bizi vurur” dedi ve başladı anlatmaya:
“2014 yılında bütün elektronik yazılımı, tasarımı, beyin sistemi bize ait olacak şekilde Bayraktar TB2’yi yaptık. Bu yüzde 93 yerli katılımla gerçekleşti.
Savunma sanayinde 2000’lerde Türkiye’nin ortalaması yerli katkı yüzde 15’lerdeydi. 2014-2015’te yüzde 50’ler mertebesine ulaştı. Bu yaptığımız İHA da Bayraktar TB2 de yüzde 93 yerli katılımla gerçekleşti. İlk uçuşunu bundan 3 sene önce yaptık.
Bakın Sevda Hanım bunu bilerek isteyerek çıkarıyorlar. Bu insansız hava aracı kimi yok ediyor? Teröristleri tabi ki, bunun önüne geçmek için her türlü argümanı kullanacaklar. Ben bu yola çıkarken ısrarla altını çizdiğim bir iddiam vardı. Bu araçları kendimiz üretirsek dünyada tek olabiliriz. Belki bugün dünyanın en iyisi değiliz ama iyileri arasındayız. Silahlı İHA ve akıllı mühimmatını üreten 6 ülkeden biri konumundayız. Türk Milleti bunu biliyor ve gerçeği görüyor. An itibarıyla TSK’nın envanterinde 52, Emniyet Genel Müdürlüğü envanterinde ise 6 SİHA var.
2 farklı ülkeye satacağız. Bu sayıyı 4’e kadar çıkartacağız. Azerbaycan ile de görüşmeler devam ediyor. Türkiye’nin yurt dışına sattığı ilk uçak, milli İHA’lardı ama şimdi büyükler de yakında teslim edilecek. Onlar üretim hattında, çıkmak üzere. 70 bin saatin üzerinde uçuş yaptı. Biz konuşurken şu an 15-20 tanesi havada. İnşallah sonraki hedefimiz de insansız savaş uçağı. Tabii uzun sürecek program bunlar. Bir anlamda gelecekte yapılacak bütün savaş uçakları insansız olacak. Ses hızına yakın ya da üzerinde kabiliyetlere sahip bir uçak olacak. Onun da 2023’den önce semalarımızda uçuşuna başlayacağız. Tüm bunlar olurken elbette onlarda boş durmayacaklar. Biz bunlara kulak tıkayıp yolumuza bakmak zorundayız.
Biz kendi savunma sanayimizi başka ülkeleri işgal etmek için yapmıyoruz. Bilakis ülkemize göz dikenleri bertaraf etmek için oluşturuyoruz. Yani adı üstünde savunma, diğer ülkelerle aramızdaki fark iste bu.”
Tek soruda nefes almadan ne olup bittiğini anlatan Selçuk Bayraktar’a ikinci bir soru sormaya ne zaman ne de gerek kaldı. Toplum olarak biz de sapla samanı ayırmamız lazım. Sırf mevcut yönetime muhalefet edeceğiz diye ülkenin savunma sanayisine yapılan bu muhteşem eserleri de yok sayamayız. Ayrıca Selçuk
Bayraktar’ın Cumhurbaşkanı’nın damadı olması, ne onun başarısını gölgeler ne de yaptıklarını alaşağı eder.
Bugün ilk adımı o attı ama ardından daha donanımlı gençler geliyor. Gençlerimiz bu bayrağı alıp daha yükseklere taşıyacak.